Tokat Belediyesi Hanımeli Merkezleri ve Mahalle Konakları

16.07.2024
238
Okuma Süresi: 13 dakika
A+
A-

Hanımeli Merkezleri ve Mahalle Konaklarının kapatılacağı yönünde söylentiler dolaşmaktaydı ki, son gelen bilgiler bu merkez ve konakların kapatılmayacağı yönünde gelişti.

Umar ve dilerim bu son bilgi doğrudur. Doğru ise bu kararı alanları kutlarım.

Çünkü bu merkez ve konakların kapatılacağı yönündeki söylentiler, bir bilgi kirliliği yaratmış, Tokat Belediyesi’nde “sosyal belediyeciliğin rafa kaldırılacağı” duygu ve endişesini oluşturmuştu.

Hayat pahalılığının doruk yaptığı bu günlerde, bu yerlerin kapatılarak çalışan az sayıdaki kişinin görevlerine son verileceği söylentileri doğal olarak endişeleri artırmıştı.

Güçlükler yaşansa da bugün sanattan siyasete, üretimden girişimciliğe, girişimcilikten iş gücüne ( istihdama) her alanda etkin rol alan kadınlarla birlikte güçlenmeye çalışan bir Türkiye var. 21. yüzyıl, kadınların demokrasinin,  ekonominin ve yerelden başlayan kalkınmanın yön veren oyuncuları olmaya başladığı bir dönüşüm sürecine sahne oluyor.

Tokat Hanımeli Merkezleri ise “yerel kalkınma” anlayışıyla projelendirilerek uygulamaya alınmış,  ilk aşamada sayısı 1 olan bu merkezlerin sayısı 4’e çıkmıştır. Daha sonra sivil toplumun buluşma ve birer sosyal yaşam noktaları olan Mahalle Konakları devreye alınmıştır.

Bu merkezlerin Tokat toplumuna kazandırdıkları saymakla bitmez.

Avrupa’da da “Kültür Endüstrileri” başlığıyla gündeme alınan, fonlanan bu uygulama Tokat’ta bugüne kadar sorunsuz şekilde süre gelmiştir. Bu merkezlerden bugüne kadar yaklaşık 20 bin genç ve yetişkin kadın kursiyerin yararlandığı ve mezun olduğu kayıt edilmiştir.

Bu kursiyerlerden kimileri aldıkları el becerileri ve sanatları yoluyla girişimcilik sıfatı kazanmışlar, kimisi de iş gücüne (istihdama) katılmıştır.

Bu merkezlerde verilen kursları incelediğinizde, bu kursları alıp, bir meslek sahibi olmamanın olanaksız olduğunu göreceksiniz.

İstisnaları varsa da, genel olarak ilkokul, ortaokul ve liseden mezun olan her genç veya yetişkin kadının vasıfsız bir eleman olduğu düşünülürse, bu vasıfsız gruba vasıf kazandıran bu merkezlerin ne kadar yaşamsal olduğu anlaşılacaktır. Buradan mezun olanlar edindikleri beceriler sayesinde üretime ve ev ekonomisine çok değerli katkılar sağlamışlardır. Bu merkezler sundukları sosyal hizmet modellerinden yararlananların işgücüne katılımları bakımından değerli fırsatlar yaratmıştır.

Hanımeli Merkezleri Projesi kadınların iş gücüne katılımına dair önemli sorunları çözen bir projedir. Bu tür merkezler kim tarafından kurulmuş ya da adları ne olursa olsun, kurulması ve sayılarının artırılması, kadınların çalışma hayatına katılması toplumdaki yeteneğin çeşitlenmesine ve ekonominin büyümesine katkı yaratmaktadır. Genç ve yetişkin kadınların gelir elde etmesi ailenin gelirini ve ekonomik imkânlarını artırmaktadır. Bu durum aile ve çocuklar için rahat kaliteli bir yaşam imkânı sağlamakta, kadının çalışma ve toplum hayatına katılmasına, yetiştirdiği çocuklara deneyimlerini aktarmasına ve onların da hayata hazırlıklı olmalarına yardımcı olmaktadır. Nihayetinde, kadının ekonomik gücünü kazanması toplumsal cinsiyet eşitliği açısından da olumlu etkiler yaratmaktadır.

Peki, sadece bu mu? Elbette değil!

İşsizliğin ve vasıfsız eleman olmanın getirdiği çaresizlik ve doğurduğu olumsuzluklar bu merkezler sayesinde önemli ölçüde yok edilmiş, özellikle genç kızlarımız başta olmak üzere kadınlarımızın yaşama tutunmaları da sağlanmıştır.

Bu merkezler sadece ekonomik yararlar sağlamakla kalmamış, psikolojik ve sosyal destek almalarını da sağlamıştır. Sağlam bir aile yapısı, sağlıklı bir toplumun temelini oluşturur. Bu nedenle, aile kurumunun desteklenmesi, güçlendirilmesi, gençlerin sosyal risklere karşı korunması ve gelişimleri için de bu merkezlerin kapatılması değil, geliştirilmesinin hem toplumsal hem de belediyecilik açısından yararları göz ardı edilmemelidir.

Kendilerini rahat hissetmedikleri için toplumdan uzak kalmayı seçen ve sosyal ilişkiler kurmaktan çekinen asosyal kadınlarımız genç kızlarımız bu merkezler sayesinde sosyalleşmişler, iletişim becerisi de dâhil, kazandıkları tüm beceriler ışığında özgüven kazanmışlar ve toplumda saygın bir birey olmanın haklı gururunu yaşamışlardır. Bu merkezlerde kendilerini geliştiren genç kızlarımız ve kadınlarımız şehir gelişimini ilgilendiren konularda da sorumlu ve katılımcı uygulanabilir modeller yaratmışlar, paydaşlar tarafından iyi niyetle yaratılan modeller içinde de yer almışlardır.

Bu yolla hem işgücüne, hem girişimciliğe katkı sunmakla kalmamış, sanattan siyasete, iş gücünden girişimciliğe, iletişimden işbirliğine her alanda aktif rol alarak kadınlarla birlikte güçlenen bir Tokat tablosu oluşturmuşlardır.

Temmuz 2012 de Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nce yapılan Kentleşme Sürecinde Tokat’ta Kentlilik Bilinci konulu araştırmada, “…iş hayatına katılımına bakıldığında erkek katılımcıların büyük çoğunluğunun iktisadi açıdan faal olduğu gözlenirken, kadın katılımcıların büyük bir oranının iktisadi açıdan faal durumda olmadığı gözlemlenmiştir. Kentsel hayatın gereklerinden biri olan kadının iş hayatına katılımının, Tokat’ta çok düşük düzeylerde olduğu görülmektedir” saptaması yapılmıştır.

Hanımeli Merkezleri bu olumsuzluğun giderilmesinde ve Tokatlı kadınların iş hayatına katılım düzeyini artırmada önemli bir işlev görmüştür.

Kaldı ki bu merkezde ders veren ve sayıları 900 dan fazla olan usta öğreticilerin ücretleri belediye tarafından değil Halk Eğitim tarafından ödenmektedir. Bu anlamda belediyeye parasal yükleri yoktur. Belediye sadece sayıları sanırım 6 ya da 7 olan merkez müdürleriyle, temizlik görevlilerin maaşlarını öder. Belediye Hanımelleri için yer, bina ve gerekli mefruşatı sağlamaktadır. Ki bunlar önceki dönem sağlanan gereksinimlerdir ve bu da sosyal belediyeciliğin gerekliliğidir.

Elbette bu merkezlerin ve Mahalle Konaklarının kira ya da diğer giderleri de olacaktır. Bu çok doğaldır ve sosyal belediyeciliğin gereğidir. Belediyeler kar amaçlı faaliyet gösteren kuruluşlar değildir. Bu merkez ve mahalle konaklarının giderleri gerekçe gösterilerek kapatılması ya da söylendiği gibi konaklama ünitelerine dönüştürülmeleri, fayda-maliyet analizi yönünden projenin göreceli maliyetleri ve faydaları arasındaki ilişkiyi açıklamaya yetmez.

Değişim” sloganıyla seçim çalışması yapan, şimdilerde de Tokat toplumuna “Değişim Başladı” sloganını sunan Belediye Başkanımız ve ekibi, Tokatlı kadınların yerel ekonomiye ve kalkınmaya yön veren aktörleri olmaya başladığı bir dönüşüm sürecinin sonlandırılmasına önayak olmayacağını ümit ederim.

Eğer maksat Hanımeli merkezlerini kapatarak, 6 veya 7 müdürün ve birkaç temizlik görevlisinin işine son vermek, sonra yeniden faaliyete alarak personel değişimi yapmaksa,  bu uygulama başarıyla sevk ve idare edilen söz konusu merkezlerin başka bir yöne evrilmesine neden olabilir. Çünkü aksi söylense de, bu merkezlerde görev alanlar ideolojileriyle değil, sahip oldukları deneyim ve donanımlarıyla öne çıkmaktadırlar.

Tokat Belediye Başkanımız böylesine önemli yararları / çıktıları olan Hanımeli Merkezlerini kapatmayarak ki Mahalle Konaklarını da aynı düzlemde değerlendirilebilir. Tokat’ın yararına olacak bir “değişime” ortak olması hem buradan yararlanan kursiyerler için, hem de yerel kalkınma için değerli fırsatlar sunacaktır.

***

Bu merkezlerin, özellikle siyasetle uğraşanların dikkate almaları gereken bir başka yönüne de dikkat çekeyim.

Bu merkezlerde kurs gören, mezun olanların sayısının 20 bin kişi olduğu asla göz ardı edilmemelidir. Bu 20 bin kişi en az 20 bin seçmen demektir. Bu sayıya merkezlerin kapatılmasıyla gelir kaybına uğrayacak usta öğreticilerle, 20 bin kursiyerin ailelerini de eklediğinizde önemli sayıda seçmen kitlesi oluşmaktadır. Bu usta öğreticiler ve kursiyerler farklı mezhep ve değişik düşünsel alanlara sahip insanlardır.

Akla şöyle bir soru gelebilir, madem buradaki kursiyerler bu kadar etkili idiler o zaman Sayın Eyüp Eroğlu neden kaybetti?

Elbette bunun MHP’nin başarılı bir seçim kampanyası gerçekleştirmesinin yanında, bu yazıya sığmayacak kadar çok ve değişik nedeni vardır. Gerekirse onları da yazarım.

Şimdilik şu kadarını söylemeliyim! Benzer şekilde olmasa da O da yanlışlığa düştü. İlk açıldığında bu merkezlerle kurduğu bağ, iletişim zamanla zayıfladı. Sayın Başkan egosuna yenik düştü. Bu merkezlerde O’nun için gece gündüz demeden çalışan kadınlar, genç kızlar sergilenen ilgisizliğe, vefasızlığa kırıldı.

Bu ilgisizliğe kırılan sadece bu merkezde görev yapanlar ya da kursiyerler de değildir. Belediyedeki personelin de aynı duygularla hareket ettiği Bektaşi sırrı olmaktan çıkmıştır.

Bu merkezlerin sosyal belediyecilik hizmetlerini genişletme anlayışıyla daha aktif hale getirilerek, emekli erkeklere ve gençler için de ve memnuniyet esaslı aynı anlayışla bir sosyal faaliyet alanı haline getirilmesi dahi düşünülebilir.

***

Diğer bir söylenti de Mahalle Konaklarının otel yapılacağıdır.

Bana çok inandırıcı gelmedi. Umarım doğru değildir.

Siz de bilirsiniz, belediye denilen organizasyon vatandaş için vardır. Belediyenin görevi, istisnaları hariç tüm toplumun yararına olacak (örneğin sosyal konut yapmak ve çok cüzi karla konutu olmayan vatandaşlara satmak gibi) hizmetleri yapmaktır.

Kişisel olarak Mahalle Konaklarının işlevsel kılınamadığını düşünmekteyim. Oysa bu konaklar, mahalle sakinleri ve sivil toplumla belediye yönetiminin sağlıklı iletişimini sağlayan, yetişkinlere kent ve kentlilik bilinci eğitimlerinin verileceği, farkındalık çalışmalarının yapılacağı, sivil toplum buluşmalarının, kültürel gelişimin ve AB gündeminin başında bulunan “katılımcılık” kavramının geliştirileceği faal bir iletişim mecralarına hatta bir tanesi “Tokat Kent Konseyi” binasına dönüştürülebilirdi, hala geç değil.

Unutmamak gerekir ki kentlilik bilinci yoksa şehirde iletişim yoktur, şehirde iletişim yoksa çağdaş toplum da yoktur.

Karar vermeliyiz, yerel ekonomik kalkınma modelini uygulayan çağdaş bir toplum mu istiyoruz yoksa işgücüne katılımları sağlanamamış biatçı bir toplum mu?

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.