Tarım alanlarımızı talan etmekten vazgeçmeyeceksiniz değil mi?
Şehir hastanesi yapacaklarmış. Hem de devasa!..
Nereye? Büyük Ova Koruma alanı içerisindeki, “Tarımsal Sit Alanı” niteliğindeki araziye…
Olmaz olsun yatırımınız! Söylesinler de bilelim, hiç mi vicdan, hiç mi insaf yok, hiç mi geleceği düşünme kaygısı, vizyon yok? Bu konuda dahli olanların kentsel gelişimden anladıkları bu mu? Dünyadan bu kadar mı habersizler? Hiç mi Avrupa görmediler? Hiç mi örnek almadılar?
Gerçek niyet nedir? Açıkça söylenilsin de bilelim. “Şehir hastanesi yatırımı” gibi süslü ve çekici sözler ederek bilmediğimiz, bizim kafamızın almadığı rant hesapları mı yapılıyor? Nedir bu ısrar? Çağdaş kent yönetimi anlayışından, kentsel planlamadan bu kadar mı habersiziz? Yok, Tokat düşünülüyorsa niçin tarım arazilerini talan edecek kararlar alınıyor? Bu bir değil, iki değil, durmayacaklar mı? Tarım arazilerini yapılaşmaya açınca şehri geliştirmiş mi olacaklar? Niçin insanlar önce kendilerini geliştirmeyi düşünmüyorlar?
Peki, TEMA dışındaki ilgili kurum ve kuruluşlara ne demeli? Tokat Büyük Ova Koruma Alanı içerisindeki ve “tarımsal sit” niteliğindeki tarım arazileri birer birer, planlı girişimlerle yok edilirken ve adına Toprak Koruma Kurulu denilen kurum tarafından tarım arazilerinin canına okunurken, bu kurum ve kuruluşların sergiledikleri sessizliğe, tescilli kekemeleri oynamalarına ne demeli?
Hadi adlarına siyaset erbabı dediğimiz vekillerden geçtim, Tokat Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası ile Ziraat Odası başta olmak üzere meslek odaları, Tokat Belediyesi, sivil toplum, vatandaşlar, yerel medya hiç mi sorumluluk duymuyorlar? Arka arkaya neden çarpıcı basın açıklamaları yapmıyor, Tokat yerel toplumunu sorumluğa davet etmiyorlar? Tamam, Tokat’taki meslek odalarının “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışında olduğunu, suya sabuna dokunmadıklarını biliyoruz. Biliyoruz da şehrin geleceğini karartacak böylesine yanlış kararlar da bile duyarsız ve sessiz kalmalarına katlanamıyoruz.
TEMA tarafından 30 Mayıs’ta yapılan basın açıklamasına sadece üç gazetecinin gelmesi bile olayın vahametini ve tarım arazisine hastane yapmakta ısrar edenlerin kollarının nerelere uzandığını göstermektedir. Yerel medya bu konunun yanlışlığına günlerce sayfalarında niçin yer vermiyorlar? Niçin uzman görüşlerini almıyorlar? Niçin Tokat Toprak Koruma Kurulu’nun tarım arazilerini yapılaşmaya açan ve mahkemeden dönen kararlarını incelemiyor ve sayfalarına taşımıyorlar?
Ziraat Fakültesinin uygulama alanı olan ve Büyük Ova Koruma Alanı içerisinde buluna bu 1.sınıf tarım arazisinin ellerinden alınmasına hiç ses vermeyen üniversitemize ne demeli? Hadi bu konudan sıkıntı duyan, akademisyen duyarlılığı ile alınan kararı onaylamayan ama çeşitli nedenlerle sessizliğe mahkûm edilen ziraat mühendisi bilim adamlarını anlamaya çalışalım. Peki, tarım arazilerimizi koruma konusunda duyarlılık beklediğimiz üniversitemizin sessiz kalıp, kurumsal bir açıklama yapmamasına ne diyelim? Nasıl yorumlayalım? Konuyla ilgili kurumsal bir önerileri olmadı mı? Olduysa neden bizlerle; kamuoyuyla paylaşmıyorlar?
20 küsur yılda değişen bir şey yok! Hatta bu anlamda sorunlarımız büyüdü. Bugün bu tarım arazisine devasa şehir hastanesi yapmakta ısrar eden zihniyet, bir zamanlar da tüm uyarılara karşın, mevcut devlet hastanesini ırmağın karşısına; su yatağına yapmakta ısrar etmişler, iki hastaneyi kapatarak sağlıkta çağ atlayacaklarını anlatmışlardı.
O gün yaptıkları yanlışlığın farkına bugün vardılar ve bu yanlışlığı bir başka yanlışlıkla düzeltmeye çalışıyorlar.
Hastaneler konusunda geldiğimiz noktayı bilmem anlatmama gerek var mı? Sağlık alanında yaşadığımız sorunları hastane binası yaparak çözeceklerini düşünenler beni bağışlasınlar büyük bir yanlışlık içinde, gaflet uykusundadırlar. Buraya devasa şehir hastanesi yapılacağının söylenmesi bu yanlışlığa masumiyet kazandırmıyor. Türkiye’de açılan şehir hastanelerinin sağlık politikasına hizmet etmediği de artık Bektaşi sırrı olmaktan çıkmıştır. Türkiye’deki başarısız ve sayısız örneği varken özellikle tarım arazisine devasa şehir hastanesi yapmaktaki ısrar da nedir?
Sayın Yücel Bulut vekilimiz “meşveretten”, “istişareden” söz ediyordu. Şahsen ben heyecanlanmıştım. Bu konuda Tokat toplumu ile fikir üreten gruplar, yerel medya, meslek odaları, bilim insanları arasında bir meşveret, istişare yapıldı da biz mi duymadık? Hani kararın sonuçlarından etkilenecek olanların karar vermede söz hakkı olmalıydı? Bu bir dayatma değilse nedir? Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi yönetenlerin, siyasetçilerin istedikleri gibi davranacağı bir kurum, babalarının malı değil ki. Artık anlamaları gerekir, o kurum bizim, Tokatlıların değeridir. Bu kuruma ait, üstelik de “tarımsal sit” alanı niteliğindeki bir arazinin kaderi birkaç siyaset erbabının iki dudağından çıkacak sözlerle belirlenmemelidir. İki dudak arasında kalmışlık Tokat toplumunun yaşadığı en ağır sorun, en tükenmez adaletsizlik, en korkunç eşitsizliktir.
Devasa şehir hastanesi yapmayı planlayanlar, bedava arsa olarak gördükleri tarım arazisine kıyacaklarına, paraya kıyıp hastane yapacak başka bir arsa bulmalıdırlar. Madem şehir hastanesi yapmak önemli, o halde karar alıcılar kronik hale gelen önemli işleri önemsizleştirme hastalığını depreştirmemelidirler. Bilinsin ki belediye başkanlığını kaybetmelerinin önemli nedenlerinden birisi de bu hastalıktır.
Kaldı ki, vekillerimiz Tokat’ta yaşanan sağlık sorunlarını çözmek istiyorlarsa önce mevcut hastanelerimizde yaşanan sorunlara çözüm bulmalı, işe doçent ve profesör unvanlarını kazanmış doktorları üniversite hastanesine, en az doçent olma süresi kadar uzmanlık yapan doktorları da devlet hastanesine kazandırmalı, eksik ya da yetersiz teknik malzemeyi bu hastanelere kazandırmalı, kapasite artışına gitmelidirler. Bugün tomografi, MR, ultrasonografi gibi görüntüleme hizmetlerinden geçtim, bir göz tomosu (OCT) çektirmek için bile tek bir cihaz bulunduğundan 50 dakika beklendiğinden siyasetçilerin haberleri var mı? Hastanelerin sorunlarını salt o hastanelerin yöneticilerinden değil, bir de doktorlardan ve o kurumlarda çile çeken vatandaşlardan, bizlerden dinleyiniz.
Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın merhum Hayrettin Karaca TEMA diye bir vakıf kurmuş da, tarım arazilerinin talan edilmesine karşı çıkıyor, yapımı planlanan Tokat Şehir Hastanesi’nin inşaat alanının tüm çevresinin 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 14 üncü maddesi ile 9/12/2017 tarihli ve 30265 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Planlamasına Dair Yönetmelik’in 17, 18 ve 19 uncu maddelerine göre Büyük Ova Koruma Alanı içerisinde olduğunu ve yasa ile korunduğu konusunda bizleri bilgilendiriyor.
Ha diyeceksiniz ki, bu ovaya şehir hastanesi yapmakta ısrarla direnenler bunu bilmiyor mu? Biliyor, hepsi biliyor. Ama oyun içinde oyun kurup bu ovaya imar izni alıp yapılaşmaya açmaya çalışan o kadar insan var ki, şaşırırsınız. Bu ilk girişim değil! Önce konuyu güya tarım arazilerimizi korumakla görevli Tokat Toprak Koruma Kuruluna getirecekler, bu kurulda bulunan kamu görevlilerinin çoğunluğunu kullanarak hatta Ziraat Odası’nın bile “evet” oyunu alarak (Ziraat Odası tarım arazilerinin imara açılması yönünde oy kullanmıştır)istedikleri alanı yapılaşmaya açacaklar. O kadar çok örneği var ki inanamazsınız. Ha burası için başlarına gelebilecek olumsuzlukları önlemek adına özel bir uygulamaya da imza atarlar. Ben, bu alanı yapılaşmaya açmaktan vazgeçmelerinin yanında, her türlü oyunu da bekliyorum.
Büyük Ova Koruma Alanı içerisindeki tarımsal alanları, tarımsal sit alanlarını imara ve yapılaşmaya açmaya çabalayan ve buna alet olanların yatacak yerleri yoktur.
Kimimiz gerçekleri söyleyip yazıyor, kimleri de sahte sözleri… Hani “sağıra sözünü, köre yüzünü süsleme, yorulursun” diye bir söz var ya, vallahi yorulduk. Tüm isyanım, tümcelerimin ağırlığı bu yüzdendir. Bir kez de bu “insanlar ne diyor” demelerini, dinleme zahmetine girmelerini düşünür olmaktan yorulduk ama onlar “yanlış iş yapmaktan”, “önemli işleri önemsizleştirmekten” geri durmuyorlar.
Bakalım ne olacak?
Sonraki yazı: Tokat’a devasa bir şehir hastanesi gerekli mi? Gerekli ise nereye yapılmalı?