“İnsan dünyanın en geç olgunlaşan meyvesidir”

22.03.2023
7
Okuma Süresi: 10 dakika
A+
A-

TOKATtan Haber Aralık 6, 2019

Böyle diyor Emile Zola.

Nitelikli bireyler değil de, diplomalı cahiller yetiştirdiğimizden midir nedir, bizdeki olgunlaşma bayağı uzun ( toprak kokusu gelene kadar ki bazen bu da yetmiyor) sürüyor.

E durum böyle olunca, TV’deki “Çukur” dizisinde silah görüntüsünü buzlamayıp, “Mucize Doktor” dizisindeki kitabı buzlayan bir RTÜK oluşuyor.

İnanılır gibi değil ama bu “geç olgunlaşma hali” nin oluşturduğu ideolojik körlük ya da ideolojik saplantılar Meclis’e kadar yansıyor.

Öyle olmasa bir hanım siyasetçi kendi partisinin hatalarını, bugün hayatta olmayan bir siyasetçi örneğinden (üzerinden) aklamaya çalışır mı?

Duymayan kalmamıştır, partisinin dış politika konusundaki eleştirilerine makul ve mantıklı yanıtlar vermesi beklenen Tokat Milletvekili ve AKP Grup Başkan Vekili Hanımefendi, bunun yerine “Dış politika diyorsunuz… Ya, sizin Bülent Ecevit değil miydi Clinton’un karşısında el pençe duran” deyip pimi çekiyor.

Genel başkanlarının “dindar ve kindar nesil” dediği bu olsa gerek.

Bu sahneleri izleyince kafasına beyzbol sopası yemiş insana dönüyorsunuz.

Hem hukukçu, hem Tokat milletvekili, hem de delikanlı bir vekilimizin Meclis’te attığı tekmeleri, ettiği küfürleri yeni yeni belleğimizden silmeye çalıştığımız günlerde, şimdi de bir hanım vekilimizin partisinin dış politikalarına yöneltilen eleştirilere “bilgi temelli” ve “gerekçeli” bir açıklama getirmek yerine, “Laf sokarım derinden aklın oynar yerinden” hallerine bürünmesini anlamakta zorlanıyorum.

Zira içtenlikle belirteyim, aynı düşünsel alanda olmasak da, bazı TV programlarını izlediğim Sayın Hanımefendi vekilimiz bende “yaratıcı cevap verme konusunda eline su dökülemeyeceği” izlenimi uyandırmıştı.

Elbette Sayın Hanımefendinin yaratıcılığının eski husumetlerden de beslendiğini bilemezdim.

Hayal kırıklığına uğradım. Atalarımız. “İnsanda güzel olan yüzdür, yüzde güzel olan gözdür ama insanı insan yapan ağızdan çıkan sözdür” demişler.

“Gidenin arkasından kılıç sallanmaz.”  Dinen de uygun değildir. Hele dinin salt “türbana” indirgenmesi hiç ama hiç uygun değildir.

Aynı düşünsel alanın insanları da olmayabilir ancak hanımefendi vekilimizin, partisine yöneltilen eleştirilere bir aydın edasıyla yanıt vermek yerine,  “şuna bir laf çakayım kaldıramasın” düşüncesiyle konuyu saptırması ve başka şeylerden dem vurması hiç yakışık almamıştır.

Bu tür çıkışların “prim” yapmadığı, “uçan tekme atan vekil” deneyiminden sabittir.

Hanımefendi vekilimizin ettiği söz; “Söyleyecek sözü olmayanın boş lafta gözü olması” sözünü anımsatır içeriktedir ve kendisine yakışmamıştır.

Elbette yakışıksız bir şekilde “Ecevit” örneği veren vekilimize “Lütfen bu Hanımefendiye” haddini bildiriniz” diyen milletvekilinin tavrı da bir o kadar yakışıksız olmuştur.

Ancak hiç kimse CHP’li milletvekilin ettiği bu yakışıksız sözle, rahmetli Ecevit’in ettiği sözü birbirine karıştırmamalıdır. O söz o gün yerinde edilmiş bir sözdür ve altından çok sular akmıştır. Katılmadığım bazı yanları olsa da, Türkiye bu konuda ki sınavını başarıyla vermiştir,  hem de “Demokrasinin” ve “hukukun” ayaklar altına alındığı bir dönemde…

***

Meclis ’de ki olgunlaşmamış siyasetçiler toplumumuzun bir aynası gibiler.

Bu konuda sosyal medyada yapılan paylaşımlar da bu aynanın bize yansıması gibi…

Düşünün! Meclis ‘de bu durumun yaşanmasına neden olan vekiller geç de olsa yaptıklarının hatalı olduğunu anlamış olmalılar ki, Sayın Celal Adan’ın makamında bir araya geliyor ve duruma açıklık kazandırıyorlar. Bilmiyoruz ama karşılıklı özür dilemeler de gerçekleşmiş olabilir.

Ancak Tokat Belediye Başkanı’ndan tutunuz, siyasallaştığı aleniyet kazanmış sendika temsilcilerine kadar bir grup, olayı saptırılmış cümlelerle sosyal medyaya taşıdı ve konuyu ta 28 Şubat’a kadar getirdi.

Demin dedim ya, Genel başkanlarının “dindar ve kindar nesil” dediği bu olsa gerek. Ümidim yok ama bu neslin olgunlaşması çok çok uzun süreceğe benziyor.

Trol lakabıyla anılan bazı sosyal medya kullanıcılarının durumdan vazife çıkararak, bu davranışı alkışlamalarına alıştık da, davranışlarıyla topluma örnek olmaları gereken insanların bu “olgunlaşmamış” halleriyle mal bulmuş mağribi gibi olayın üzerine atlamaları gerçekten çok üzücüdür.

***

Sayın Cumhurbaşkanı 133. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda “Oyumuz düştüyse bir yerde hiçbir şey yok gibi hareket edemeyiz” diyor.

Lakin Sayın Cumhurbaşkanı’nın davet ederek bu tavsiyeyi yaptığı Tokat yerel siyaset kurmayları şimdilik “hiçbir şey yok gibi” davranmaya devam ediyorlar.

Tokat örneğinden ve ölçeğinden hareket edersek, bu oy düşüşlerinde Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve de AKP merkez siyaset erbabının hatalı söz, davranış ve politikalarının katkılarını bir kenara bırakırsak, yerelde bir bütün olarak; milletvekilleri, il başkanlığı, belediyeler, il genel meclisi ve hatta kamunun önemli hataları olduğu bir gerçektir.

2019 yerel seçim sonuçları bu saptamayı doğrular niteliktedir.

2014 yerel seçimlerinde Tokat Belediye Başkanlığı için % 52 oranında oy alındığı düşünüldüğünde, 2019 yerel seçimlerinde alınan % 48.80 oy oranı bu kaybın en önemli işaretidir.

Kişisel olarak Tokat’ta MHP teşkilatının Cumhur İttifakı nedeniyle 2019 belediye başkanlığı seçimine ciddi anlamda asılmadığını düşünüyorum. (ki buna katılan çok sayıda MHP’li dostum var)

Buna rağmen, İyi Parti son anda bir aday çıkarmasa MHP’nin (ki bu konunun da tartışılacak boyutu vardır) belediye başkanlığını kazanması içten bile değildi.

Bu anlamda, Sayın Erdoğan’ın geç de olsa “partisinin yaşadığı oy kaybına” işaret etmesi de boşuna değildir.

Bunun nedenleri Tokat AKP teşkilatı ve yerel siyasetin kurmaylarınca da biliniyor mu, bilgi sahibi değilim.

Ben şimdilik son yaşanan olayın doğurduğu, küçük gibi görünen ama derinliğinde büyük sonuçlara mal olacak bir örnek vereyim.

Sayın Belediye Başkanımız yaşanan bu olayla ilgili yaptığı paylaşımda, (yazım hataları kendisine aittir) “ Yıllar geçse de bu Ülkenin yapısını hazmedemeyen bir Chp var. Tokatlılar olarak takiyyeyi kimin yaptığını yüzlerine haykıran Grup Başkan Vekilimiz Av. Özlem Zengin’in haklı davasında yanındayız” diyor.

Bu paylaşımın Tokatlı seçmenleri ayrıştırması ve kararsız seçmenler üzerinde yarattığı olumsuzluklar nedeniyle AKP’ye oy kaybettirebileceği hiç düşünülmüş müdür?

Sayın Başkan “Tokatlılar olarak” şeklinde seslenerek, temsil etmediği ve Sayın Başkanın bu düşüncesine katılmayan insanlar adına konuşma yetkisini kendisinde görmüş ve paylaşımı ile toplumdan tepki almıştır.

Sayın Belediye Başkanımız, kendi seçmeni adına konuşma yetkisini kendisinde görebilir ama tüm “Tokatlılar” adına konuşmak söz konusu olduğunda, davranışlarına  “hassasiyetler” ve “başkalarının da farklı düşüncede olabileceği ihtimali” üzerinden yön verebilmelidir.

Bu ve buna benzer “sessiz tepkiler” için söyleyecek çok sözümüz, edilecek çok cümlemiz vardır ve zamanı geldiğinde okurlarımızla paylaşacağız.

Şimdilik şu kadarını söylemeliyim, AKP Tokat teşkilatı, özellikle Mustafa Arslan rehberliğinde, lafa söze bakmadan, şunun adamı bunun adamı demeden, Tokat’taki bu oy kaybının sebeplerini, gerçekçi, tarafsız ve veriye dayalı bir araştırmayla saptayamadığı sürece, bu oy kayıplarının artan oranda yaşanacağından emin olabilirler.

Genel siyasetteki tutarsızlıklar ve başarısızlıklar ise bu oy kaybını daha da artırabilir.

Özetle söylemek gerekirse tüm taraflar için “gelecek, bugün ne yaptıklarına bağlıdır.”

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.