Niksar Belediye Başkanı Özdilek Özcan nereye koşuyor?
Editör: TOKATtan Haber Aralık 2, 2019 1255
Belediye Başkanı Sayın Özdilek Özcan’ın, iskeletini, genel geçer tümceler ile süslediği ve tamamen kuru hamaset kokan, Niksarlıları çok da ilgilendirmeyen kendi kısır çekişmeleri üzerine kurduğu basın açıklamasını okumuşsunuzdur.
Bu basın açıklamasının kendisini ilgilendiren kısımlarına Sayın Ali Berke nasıl bir yanıt verir O’nun bileceği iş.
Ancak bu basın açıklamasından da anlaşılıyor ki, Başkan Sayın Özdilek Özcan Niksarlıların isteklerine kulak tıkamış, Niksarlıların hoşnutsuzluğuna rağmen Ayvaz Su İşletmesi gibi birilerine verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla, yersiz olarak ve uygunsuz bir sözleşme ile vermeye karar vermiş. Ki bizi ilgilendiren kısmı da burasıdır.
Bizi ilgilendiren kısmına gelmeden önce Başkan Sayın Özdilek Özcan’ın yaptığı basın açıklamasındaki bazı hususlara değinmeden geçemeyeceğim.
Yaptığı basın açıklamasından da görülüyor ki, Başkan Sayın Özcan konulara açıklık getirmek yerine lakırdıyı ezip bükmeye çalışmış, sadede gelmek yerine, genel geçer cümlelerle durumu kurtarmaya ve başkalarını da çamura bulamaya çalışmış.
Bu basın açıklaması, bana “söyleyecek sözü olmayanın boş lafta gözü olması” sözünü anımsatmıştır.
Örneğin, basın açıklamasında şeffaf bir yönetim sergilediğini ifade eden Başkan Sayın Özcan, 2017 ve 2018 faaliyet raporlarını ve gelir gider bütçelerini internet sitesinde neden yayınlamadığını ve vatandaşın incelemesine neden açmadığını da açıklayabilmeliydi.
Yine açıklamasında durmadan tekrarladığı şeffaflık ilkesi gereğince, 2019 yılı faaliyet raporunu ve gelir gider bütçesini de tüm detaylarıyla ve cemaate uyarak sosyal medyada trol rolüne soyunan arkadaşın muhasebe tekniği kullanarak rakamları gizlemesine imkân tanımadan, yine internet sitelerinde yayınlayıp yayınlamayacağını bizlerle paylaşmalıydı.
Başkan Sayın Özcan, meclis toplantısı gündem maddelerini meclis üyelerine göndermeyi şeffaflık zannediyorsa bilsin ki bu şeffaflık değil, zorunluluktur.
Sayın Başkanın “şeffaf bir yönetim anlayışıyla encümen ve meclis kararları hemşerilerimizle paylaşılmaktadır” sözü ise tam bir acıklı komedidir. Başkan Sayın Özcan, belli ki, internet sitesindeki bu sekmenin çok uzun süredir (03.12.2019 tarihinde hala çalışmıyordu) işlevsel olmadığından bile haberi yok.
Sayın Başkan kendisi ile ilgili bir şaibe oluşmasını istemiyorsa sızlanmayı bırakıp, buna uygun adımları kendisi atmalıdır. Belediye başkanı olmak kimseye eleştiriden muafiyet hakkı tanımaz.
Diğer taraftan Sayın Başkan bilgisizliğin ya da bilgi eksikliğinin en büyük çarpıtma (dezenformasyon) kaynağı olduğunu anlamalı ve kendisine yöneltilen soruları başka yerlere çekmek yerine, sorulara net ve doyurucu yanıtlar verebilmelidir.
Örneğin bugün itibariyle belediyenin tüm toplam borcu (detaylarıyla birlikte) nedir? Bunu açıklayabiliyor mu? Belediyede, Ayvaz İşletmesi ve varsa başka iştirakler de çalışanların sayıları tek tek gösterilmek üzere, toplam personel sayısı nedir? Belediyenin kalem kalem gelir ve gider tutarları nelerdir? Belediyenin 2014-2019 yılında sattığı değerleri ve tutarları nedir?
Bir belediye başkanı bunlara tüm detaylarıyla açıklık getirmeyip, sonra da “sorduğumuzda bilgi alamıyoruz” diye şikâyet eden, yönetimi eleştiren ve bunu medyada yazan bir meclis üyesiyle basın yoluyla tartışmaya girer mi?
Bir belediye meclis üyesinin, gerek meclis de, sonuç alamıyorsa medyada belediye başkanını eleştirmeye yerden göğe kadar hakkı vardır. Oraya seçilmesinin nedenlerinden birisi de budur. Yapılan hatalara iştirak etmemek, hata yapan belediye başkanını uyarmak, eleştirmek, katılmadığı kararlara şerh koymak, gerekiyorsa bunu vatandaşla paylaşarak kamuoyu oluşturmak asli görevlerinden biridir.
Ancak bir belediye başkanının, kendi meclisindeki bir üyeyle ve basın yoluyla tartışması onaylanacak / uygun bir davranış değildir. Belediye başkanı meclis üyeleriyle arasındaki görüş ayrılıklarını belirlenen usuller çerçevesinde mecliste çözüme kavuşturma becerisine ve kapasitesine sahip olmalıdır. Eğer kendisine yönelik bir iftira varsa da, mahkemeye başvurmalıdır.
Bu bağlamda Sayın Başkan anlam kargaşası yaratarak hem kendisini zor duruma sokmamalı, hem de yanlış anlaşılmalara imkân vermemelidir. Örneğin; Sayın Başkan personel giderlerinin geriye dönük 5 yıl süreyle hiçbir zaman %30 oranı aşmadığını söylemekte ancak, sağladığı 205 milyon liranın 75 milyon lirasının personel gideri olarak kullandığı söylemektedir. Bu ifade personel giderinin % 30’u aştığını, yaklaşık % 37’ye ulaştığını göstermektedir.
Sayın Başkan gerçekten lafa söze değil, öze ve hale bakmak niyetindeyse ve gerçekten şeffaf olmak istiyorsa İyi Parti, CHP ve Saadet Partisi’nin ortak basın açıklamasında “Açıklık, şeffaflık, bilgilendirme, mevzuatla düzenlenebilecek bir şey değildir. Açıklık, şeffaflık ve bilgilendirme belli bir tutum değişikliği, idare olarak yapılanları paylaşma, faaliyetleri gösterme ve tartışmaya açık halde tutma yönünde bir gönüllülüğü gerektirir” saptamasına ve vurgulamasına sıkı sıkıya bağlanması gerekir.
Başkan Sayın Özcan “Biz işimizle Niksar halkımızın ikinci kere takdirine mazhar olduk Elhamdülillah. O yüzden lafa bakmayan hemşerilerimizin olması bizi ayriyeten gururlandırmıştır” derken, kendisine oy vermeyen % 57,66 oranındaki karşı blokun ferasetini de yabana atmamalıdır. Kaldı ki kendisine oy veren seçmenlerin, Ayvaz Su İşletmesini özel sektöre verme örneğinde olduğu gibi, yaptığı her uygulamayı onayladıklarını söylemek de oldukça güçtür.
Başkan Sayın Özcan bir meclis üyesinin kendisine “başarısız ve beceriksiz” demesini seviyesizlikle suçluyor ama kendinden önceki yönetimler için “kötü ve beceriksiz” deme hakkını kendinde buluyor ve bunu seviyesizlik olarak görmüyor. Bu tür bir nezaketsizlik bir belediye başkanına yakışıyor mu?
Kaldı ki, bugün gözden çıkardığı Ayvaz Su İşletmesini “önceki yönetimlerin kötü ve beceriksiz yönetimleri” diyerek suçladığı başkanlar sayesinde elde etmiştir. Ve bugün onların kazandırdıkları mirasa konan bir belediye başkanı konumunda olduğunu aklından çıkarmamalıdır.
***
Gelelim bizi ilgilendiren kısmına…
Yani Ayvaz Su İşletmesi’nin özel sektöre kiralanması konusuna…
Başkan Sayın Özdilek Özcan uzun bir basın açıklaması yapmış ama hiçbir şey söylememiş, kendisine yöneltilen sorulara doyurucu yanıt vermek ve Niksar kamuoyunu tatmin etmek yerine laf üretmiş, kendi deyimiyle “Niksarlıları yanıltmaya yönelik bir algı operasyonunun” parçası olmaktan çekinmemiş.
Yaptığı basın açıklamasının satır aralarından da anlaşılıyor ki, Başkan Sayın Özcan Ayvaz Su İşletmesi ile ilgili olarak sivil toplumdan yükselen tüm itirazlara karşı bir “idare-i maslahat” tutumu takınarak, işini gerektiği gibi değil de, günün şartlarına göre idare ederek günü kurtarmayı planlıyor.
Ayvaz Su İşletmesi’nin belediyenin 25 yılı ipotek altına alınarak, hukuksal anlamda sağlıksız bir sözleşme ile neden peşkeş çekilmeye çalışıldığını açıklamanın yolu kuru hamasetten değil, bilgiden, doğru veriye dayalı gerçekçi açıklamaları bedeli ne olursa olsun cesurca ifade etmekten geçer.
Başkan Bey’in, yaptıkları basın açıklamasıyla bu karara karşı çıktıklarını kamuoyuyla paylaşan İyi Parti, CHP ve Saadet Partisi İlçe Başkanlarına “korkak ve iftira dolu basın açıklaması” yaptıkları suçlaması getirmesi çok büyük bir talihsizliktir ve gözünü ne denli kararttığının ipuçlarını vermektedir.
Sayın Başkan İyi Parti, CHP ve Saadet Partisi tarafından yapılan seviyeli ve gerekçeli basın açıklamasını “tamamen kamuoyunun yanıltılmasına yönelik bir algı operasyonudur” diyerek karalamaya çalışmak yerine, bu basın açıklamasında dile getirilen iddialara altını dolduracağı yanıtlar verebilmeliydi.
Bu anlamda Başkan Sayın Özcan’ın, olayları çarpıtarak kamuoyuna hileli yönlendirme yapmak yerine, Ayvaz Su İşletmesi’nin geleceği ve gelişimi için doğru noktaya odaklanıp odaklanmadığı konusunda kendisini samimiyetle sorgulaması gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü Sayın Başkan’ın altı boş ve hamaset kokan sözlerle masumiyet kazandırmaya ve aklamaya çalıştığı konu söylediğinin tam aksine, Niksarlıların penceresinden dramatik görünmektedir ve o nedenle de karşı çıkmaktadırlar.
Başkan Sayın Özcan Niksarlıların güvendikleri için kendisini belediye başkanı seçtiklerine yürekten inanıyorsa Ayvaz Su İşletmesinin kiralanması ve markanın da satılmasına cevaz veren sözleşme taslağını Niksarlıların referandumuna sunması gerekir. Lakin Sayın Başkan, kuru hamaset yaparak ferasetine güvendiğini söylediği Niksarlılara olası bir referandumda nedense güvenmiyor olmalı ki, sudan bahaneler ileri sürerek “referandum” yapmayı düşünmediklerini açıklıyor.
Belediye Başkanı Özdilek Özcan Ayvaz Su İşletmesi’nin kiralanmasının belediyenin mali durumuyla alakalı olmadığını ifade ederek gerçekleri söylemiyor. Söz konusu işletmenin 25 milyon liralık yatırıma ihtiyaç duyduğunu, 2018-2019 yılı ciro hedeflerinin 16 milyon lira olduğunu, fabrikaya yaptıkları yatırımların yerini bulduğunu ve artık Niksar’a hizmette kaynak üreten bir işletmeleri olduğunu söyleyen ve bununla övünen kendisi değil miydi? Böylesine birbiriyle çelişkili söylemlere sığınan Başkan Sayın Özcan’ın hangi sözüne inanalım? Niyetinden neden kuşku duymayalım?
Dikkat ediniz, Sayın Başkan yaptığı basın açıklamasının hiçbir yerinde, Ayvaz Su İşletmesini kiralayacak olan özel sektörün, işletmeye nasıl ve hangi tutarda bir yatırım yapacağından hiç söz etmiyor ve ağzındaki baklayı çıkararak diyor ki “fabrikayı özel sektör daha iyi çalıştıracağı için bu yola başvurduk.” Bu cümle bile Ayvaz Su İşletmesi’ni verimlilik esasına göre ve gerektiği gibi işletmekten aciz olduklarının ve kar eden bir işletmenin yatırım yapılmaksızın bu yolla birilerine verilmesinin planlandığının itirafı gibidir. Yani açıkçası, burayı 25 yıllığına kiralayan özel sektörün buraya yatırım yapacağı filan yok.
Öne sürdükleri gerekçelerin hepsinin içi boş ve arkasında başka niyetlerin olduğunu açığa çıkaran çırpınışlardan ibaret. Sayın Özcan’ın bu itiraflarından sonra, eğer bu işin altından bir çapanoğlu çıkarsa hiç şaşırmam.
Oysa günümüzde bir miktar erozyona uğramış olsa da, belediye başkanlarının aynı zamanda fikir insanları olduğu kabul edilir. Fikir insanı içinse namus abesle iştigal değil, hakikate teslimiyettir. Bu nedenle de Başkan Sayın Özcan Mevlana’nın dediği gibi “günün adamı değil, hakikatin adamı” olmaya çalışmalıdır. Başkan Sayın Özcan unutmamalıdır ki, “gün değişir ama hakikat değişmez.” Ve bu hakikat belediye başkanlığından ayrıldığında da peşini bırakmaz.
Sayın Başkan’da çok iyi bilir ki; belediye başkanlarını başarılı yapan “sorunları çözme yeteneğidir.” Bundan mahrum olan bir belediye başkanı şehrinin sorunlarını çözmek bir yana, daha da büyütür, kronikleştirir.
Bu anlamda Sayın Başkan bilmelidir ki, satarak savarak ve belediyeye ait iktisadi bir kıymeti 25 yıllığına ve hukuksal sorunlar çıkaracak bir sözleşme ile kiralayarak sorunları çözemez.
Sayın Başkan temcit pilavı gibi bunun bir satış değil kiralama olduğunu durmadan tekrarlayarak, konuya masumiyet kazandırmaya çalışıyor ama hazırlanan sözleşme taslağı masum olmadığı gibi, markanın satışına da imkân tanıyor. Ve daha da acıklısı, yaptığı basın açıklamasından anlaşılıyor ki Başkan Bey’de bunun da farkında.
Başkan Sayın Özcan çok şükür uyarılar üzerine bunun farkına varmış olmalı ki, yaptığı açıklamada, “…bunun şartnamesinde eksik vardır olabilir bunları düzeltiriz. Şunun özellikle altını çiziyorum eğer bir eksikliğimiz yanlışımız varsa bunu düzeltiriz, önemli olan doğru kararı vermektir” diyerek, şartnamenin ve sözleşmenin sağlıksız olduğunu kabul ediyor ve böyle düşünenlere mavi boncuk dağıtıyor.
Değerli okurlar ve hangi düşüncede olursa olsun sevgili Niksarlılar, belli ki Başkan Özcan eleştirilerden bunalmış, hoşuna gitmiyor.
Lakin şehrini seven, hemşerilerine kıymet veren bir başkana, yapılan yanlışlıkların sorgulanması ağır gelmez, herkesin kendi yeknesak düzenine uymasını beklemez, kentsel gelişimi ve yaşantımızı derinden etkileyen hatalı uygulamalarda kendilerini eleştiriden muaf göremez. Ve şehrinin 25 yılını ipotek altına almaya asla yanaşmaz.
Sayın Başkan artık çağdaş yerel yönetim anlayışının çok aktörlü, çok katmanlı, çok aşamalı, katılımcı bir yönetişim modeli gerektirdiğini, Niksar’ın kaderini, stratejik planlamanın aktörleri kabul edilen kent paydaşlarıyla tartışarak oluşturması gerektiğini anlamalıdır.
Sayın Özdilek Özcan’ın seçilerek başkan olması değil, aldığı oy oranı da buna işaret etmektedir.
Başkan Sayın Özdilek Özcan, Niksar’ın geleceğini düşünerek Ayvaz Su İşletmesi ile ilgili aklı esas alan ve ortak bir basın açıklaması yapan İyi Parti, CHP ve Saadet Partisi ilçe başkanlarını eleştirmek yerine, kendisinin dar bir çerçevede aldığı yanlış bir kararı gerekçeleriyle halka duyuran, bu konudaki bilgilerin yayılmasına öncülük eden, çözümler öneren ve en önemlisi de katılımcı demokrasinin hayata geçirilmesinde hem zorlayıcı hem de yardımcı olan bu parti başkanlarına teşekkür etmeli ve onlara kulak vermelidir.
Bu siyasi parti temsilcilerinin sorumluluk duygusundan hareketle, Sayın Başkan Özdilek Özcan’ın Ayvaz Su İşletmesi ile ilgili olarak aldığı kararın yararlı olmadığını, hatalı olduğunu, hazırlanan sözleşme taslağını sakıncalı bulduklarını, tüm ideolojilerden, düşünsel alanlardan, ön yargılardan ve olası söylentilerden bağımsız bir şekilde değerlendirmeye almaları ve bunu Niksar Kamuoyu ile paylaşmalarının neresi yanlış?
Başkan Sayın Özdilek Özcan, vatandaşı lafa boğmak ve bu siyasi partilerin ilçe başkanlarını suçlamaya çalışmak yerine, bu basın açıklamasında kendisine yöneltilen sorulara eğip bükmeden yanıt verebilmeliydi, vermelidir de…
Yok, Sayın Özcan köpeksiz köyde değnekli gezmek istiyorsa o köy bilinsin ki, kesinlikle Niksar değildir.
Velhasıl Sayın Özdilek Özcan lakırdıyı ezip büzmemelidir. Söylediğim ve başkalarınca söylenenler de herkesçe anlaşılır açıklıktadır. Çarpıtmaya çalışmamalı ve elde amaca ulaşacak bol araç varken çay kenarında kuyu kazmamalı, başka yollar aramamalıdır.
Kaldı ki, Sayın Özcan “kiralama işinin önceki dönemlerde ki yaşadığımız olumsuz tecrübelerin ortadan kaldırılması kaydıyla doğru bir iş olacağının” söylendiğini belirtiyor. Peki Sayın Başkana soralım. Hazırladığınız sözleşme taslağı daha önceden yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldıracak bir sözleşme mi?
Dikkatinizi çekerim, Sayın Başkan basın açıklamasında “Ayvaz İşletmemizin tüm hak ve hukuklarını koruyan bir şartname hazırlanmıştır” diyor ama “Ayvaz İşletmemizin tüm hak ve hukuklarını koruyan bir sözleşme hazırlanmıştır” diyemiyor. Şartname ile sözleşmenin aynı şey olmadığını Sayın Başkan bilmiyor ya da biliyor da Niksarlıları yanıltmaya çalışıyor.
Oysa neresinden tutarsanız tutun hem şartname, hem de sözleşme her yerinden dökülüyor. Bu sözleşme ve şartnamenin “gizli maksatların sakladığını akla getiren”, hükümlerden oluşan sakıncalı bir şartname ve sözleşme olduğunu herkes duydu, anladı, bir tek Başkan Sayın Özcan anlamadı. Niye ki?..
Başkan Sayın Özdilek Özcan hem kel hem fodul!
Yaptığı şu açıklamaya bakınız. “Tüm mecliste grubu olan siyasi partilerin meclis üyeleri bu toplantıya davet edilmelerine rağmen İyi Parti, MHP, CHP İlçe Başkanları toplantıya katılmamışlar.”
Bu sözün neresini düzeltelim? Bir itiraf niteliğinde… Partilerin meclis üyelerini toplantıya çağırmışlar ama ilçe başkanlarını toplantılara çağırmamışlar, kendiliklerinden toplantıya gelmelerini beklemişler.
Tam bir komedi! Başkan Bey “bizden davet beklemesinler, biz meclis üyelerini çağırdık onlar da gelseydiler” demeye getiriyor da, “davete icabetin bir sorumluluk” olduğunu atlıyor. Atalarımız boşuna “davetsiz gelen, döşeksiz oturur” dememiş, bir yere davet edilmediği halde giden kimsenin iyi karşılanmayacağına, saygı görmeyeceğine boşuna işaret etmemişlerdir. Başkan Bey bunları da mı bilmiyor?
Başkan Sayın Özcan’a yanlış bildiği bir başka hususu hatırlatmakta yarar görüyorum. Belediye başkanlarının görev süreleri içerisinde konulara vizyoner yaklaşması ve uygulamalarında gelecek öngörüsüyle hareket etmesi ile belediyesinin gelecek 25 hatta kendisinin deyimiyle 50-100 yılını ipotek altına alması aynı şey değildir.
Bir belediye başkanının belediyesinin bırakın 50-100 yılını, 25 yılını bile ipotek altına alması onun vizyonsuzluğuna işarettir.
Yazının başlığında “Niksar Belediye Başkanı Özdilek Özcan nereye koşuyor?” diye sordum ya…
Anlaşılıyor ki Sayın Başkan önümüzdeki dönem “ferasetine güvendikleri” tarafından seçilemeyeceğini, ya da AKP kurmayları tarafından yeniden aday gösterilmeyeceğini anlamış olmalı ki, şimdilik başka denizlere pupa yelken yol almaya çalışıyor.
Hem de süt liman sandığı o denizlerde çıkacak fırtınaları göz önüne almadan…