Bir milletvekili adayında bulunması gereken 15 temel ölçüt
İzleyenler bilir, bu pazartesi “Hiç değilse bu kez ‘seçimi yanlış aday yüzünden kaybettiler’ anlatılarını dinlemeyelim!” başlıklı bir yazı yazmış ve bir milletvekili adayından bulunması gereken temel ölçütler hakkındaki düşüncelerini yazacağını belirtmiştim.
Sayın okurlar, aday adayları arasından adayın tercih edilmesi konusunda, şu ana kadarki deneyimler asıl belirleyici olması gerekenin genel durumlar olduğunu göstermektedir. Aslında bu genel durumlara bir milletvekili adayında bulunması gereken temel ölçütler de denilebilir.
Bu genel durumları ya da bir milletvekili adayında bulunması gereken temel ölçütleri 15 başlıkta toplayabiliriz.
Bir akademik çalışmanın ürünü olan 15 temel başlıkta toplanan bu temel ölçütleri kendi değerlendirmelerimi de katarak sizlerle paylaşıyorum.
Ölçüt 1 – Demokratik İlkeleri Benimsemesi: Adayın demokratik ilkeleri ne kadar benimsediği, demokrasi kültürünü ne kadar özümsediği, parti içi ve ulusal demokrasiye olan bağlılığı önemli bir ölçüdür. Çoğulcu katılımcılığı yaralayarak ve parti içindeki konumunu öne çıkararak, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye aykırı şekilde parti içinde ön almaya, eş, dost, akraba gibi delege oyunlarıyla partiye egemen olmaya çalışanlar bu ölçütün kapsamı dışında kalanlardır. Delege oylarıyla parti içi demokrasiye kötülük eden ya da bu düşüncede olan bir kişinin, ulusal demokrasiye de bir katkısı olamaz!
Yine siyasal iktidarın demokrasi karşıtı uygulamalarına “başıma bir şey gelir” veya “iş düzenim bozulur” diye 21 yıldır topluma yansımış tek bir sözü olmayan, tersine siyasal iktidara güzellemeler yapan bir kişinin demokratik ilkeleri benimsediğinden söz edebilir miyiz?
Ölçüt 2 – Kişilik ve Karakter Özellikleri: Kişilik ve davranış özellikleridir. Kişisel anlamda yaşadığı toplumda, saygı ve sevgi görmesini sağlayacak olan niteliklere sahip olma durumunun sorgulandığı ölçüttür. Kişinin zorlu bir çaba ile elde ettiği başarı öyküsünün olması da çok önemlidir. Çünkü öyküsü olmayanın amacı, amacı olmayanın da başarısı olmaz.
Ölçüt 3 – Aile Yapısı: Aile yaşantısı özel olmakla birlikte, milleti temsil görevi alacak olan kişiler yakından izleneceğinden dolayı milletvekillerinin yaşam biçimlerine ve aile yapılarına dikkat edilmektedir. Mutlu ve huzurlu bir aile ortamı bir siyasetçi için yüksek güdüleme (motivasyon) kaynağı iken, huzursuzluğun egemen olduğu bir aile ortamı, odaklanmanın ve sağlıklı düşünmenin önünde bir engeldir. Bu nedenle de aile bireylerinin (eş ve çocuklar) eğitim ve mesleki durumları da önemlidir.
Ölçüt 4 – Eğitim Seviyesi: TBMM’de milleti temsil edecek ve ülke ile alakalı üst düzey kararlar alması gerekecek olan temsilcilerin eğitim durumlarını dikkate alan önemli ölçütlerden birisidir. Eğitim seviyesinden kast edilen, sadece okuryazar veya orta, lise ve yükseköğretim görmüş olmak değildir. Elbette öğretim de önemlidir ama kast edilen eğitim seviyesi; aldığı yükseköğretimin üzerine inşa ettikleridir. Yani bilgisi, birikimi, donanımı, mesleki uzmanlığı ve başarısını kapsamaktadır.
Ölçüt 5 – Devlet Tecrübesi: Siyasi partiler politikalarını belirlerken devlet görevlilerinin, bürokratların, kamuda çalışmış olanların tecrübelerinden faydalanmak isteyeceklerdir. Bu amaçla adayın devlet görevlerinde bulunmuş olması tercih sebebi olabilecek ölçütler arasındadır.
Ölçüt 6 – Mesleki Uzmanlığı: TBMM’de çeşitli meslek gruplarından üyeler bulunmaktadır. Gerek parti politikalarını oluştururken, gerekse meclis komisyonlarında görevlendirmek için kendi mesleklerinde uzman olan adaylar partiler için seçim nedenidir
Ölçüt 7 – Projeleri: Siyasi partiler, ülke sorunlarına çözüm üretmek amacıyla oluşturulan örgütlerdir. Bu amaçlar doğrultusunda ülkesinin; sosyal, ekonomik, sanat, eğitim vb. birçok sorunu için projeler üreten veya üretebilecek olan adaylara gereksinim vardır. Özellikle gerçekleştirmeyi düşündükleri yerel projeler adayların seçiminde önemli olan nedenlerden biridir. Ne yazık ki, şu ana kadar İyi Parti’den aday adayı olan ve Tokat merkezde yaptığı basın toplantısında açıklayan iki kişi dışında kimsenin yerel proje söylemine tanık olmadık. CHP’den mevcut milletvekili dışında, Tokat’ın yerel sorunlarına ve çözüm önerilerine değinen bir aday adayı ise hiç yok.
Ölçüt 8 – Sosyal İlişkiler: Adayın yaşadığı çevre ve iş çevresinin adayla ilgili görüşleri çok önemlidir. Toplum için önemli olan günlerde halkın arasında bulunması, yalnızca seçim zamanı ortaya çıkmayıp, neredeyse yılın 365 günü yaşadığı şehirdeki insanlara dokunması, sahip olduğu sıcaklığıyla (toplumsal sempatisiyle) onlarla sürekli iletişim halinde olması, güven vermesi ve sosyal ilişkileri aday için önemli olan niteliklerden biridir. Egosu tavan yapmış, yalnızca dar bir sosyal çevre içinde kalmış, suya sabuna dokunmamış, siyasal erkin yanlışlıklarına ilişkin tek bir eleştirel söylemde bulunmamış ve iletişim sorunu yaşayan adaylar bu ölçütten çok uzaktırlar.
Bu tipteki kişiler için şöyle kişisel bir kanım var. Bu güne kadar suya sabuna dokunmamış, siyasal erkin yanlışlarına ilişkin tek bir eleştirel söylemde bulunmamış, tersine siyasal erke yaptığı güzellemelerle gelişip serpilmiş tipteki kişiler seçilir de muhalefette kalırlarsa, 5 yıl boyunca “tescilli kekemeleri” oynayacaklarından hiç kuşkunuz olmasın. Yok, iktidarda olurlarsa da, iktidarın dayanılmaz çekiciliğine kapılarak ve “bal tutan parmağını yalar” örneği, memleketi değil kendilerini geliştireceklerinden hiç kuşkunuz olmasın.
Ölçüt 9 – Milli Kültür ve Değerleri Benimsemesi: Elbette adayın, milli kültür ve değerlerimizi sözde değil, özde benimsemesi, yaşantısı boyunca bunu içinde bulunduğu topluma hissettirmesi çok önemlidir. Adayın; yüzyılların birikimiyle oluşan milli kültürümüze, geleneğimize, göreneğimize ve töremize ne kadar yakın olduğunun, bunları ne kadar yaşayıp yaşatma çabası içerisinde olduğunun ölçüldüğü, ayrıca bu değerlere ne kadar saygılı olduğunun değerlendirildiği ölçüttür. Örneğin; siyasal erkin değerlerimizi yozlaştırdığı uygulamalarına, yanlışlıklarına bugüne kadar ses çıkarmayan, tam tersine “her şey güzel gidiyor” diyerek siyasal erke güzelleme yapan, şimdilerde ise CHP’den aday adayı olan bir kişinin seçmende karşılığı olduğu düşünülebilir mi?
Ölçüt 10 – Evrensel Kültüre Yakınlığı: Adayın evrensel kültüre yakınlığı da önemli bir ölçüttür. Diğer dünya ülkelerini yakından takip eden, kongre, konferans, forum, sempozyum, araştırma, iş birliği zirveleri gibi ulusal etkinliklere katılan, ülkemiz sorunlarına çözüm üretmede karşılaştırmalı çözümlemeler (analizler) yapabilen, ülkemizin dünya ile uyumunu (entegrasyonu) artırmada katkı sağlayabilecek nitelikte adaylar partiler / partililer tarafından seçilmelidir.
Ölçüt 11 – Seçim Bölgesini Tanıması: CHP’ de de var mıdır bilmiyorum ama İyi Parti’de seçim bölgesini, partinin örgütlerini (teşkilatlarını) tanımayan, aday adayı olduğu güne kadar parti örgütleriyle bir iletişim kurmamış kişi/kişilerin aday adayı olduğunu gözlemlemekte. Oysa seçim bölgesini ve örgütlerini tanıması, seçim bölgesi halkının ve örgütlerinin sorunlarına çözüm üretmesi parti örgütleri, parti tabanı ve en önemlisi de seçmen tarafından yeğlenmesini sağlayacak önemli bir ölçüttür.
Ölçüt 12 – Seçim Bölgesinde Tanınırlığı: Adayın seçim bölgesinde tanınırlığı çok önemlidir. Seçmen kendinden milletvekilleri istiyor. Adayın seçim bölgesinde tanınabilmesi için her şeyden önce kesintisiz orada yaşıyor olması gerekmektedir. Seçmen, aynı bölgede beraber yaşadığı birini, kendinden gördüğü için daha çok benimseyip sahip çıkar. Bu da parti için o bölge de üstünlük kurmasını sağlar. Partiler / partililer adayları, yaşadıkları ve tanındıkları bölgede aday göstermeye özen göstermelidirler. Tokat dışında yaşayan aday adaylarının Tokat’tan aday gösterilmeleri Tokatlı seçmen tarafından da uygun görülmemektedir. Partiler kendi görüş ve düşüncelerini halka iyi aktarabilmek isterler. Bu yüzden adaylar arasında partinin değerlerini en iyi temsil edebilecek, yerel halkla sağlıklı bir iletişim kurabilecek, yapılanları ya da yapılacak olanları anlatabilecek, o bölgede yaşayan kişiyi seçmek isterler. Bu durumdaki bir kişinin konumu, bilgisi, birikimi ne olursa olsun aday gösterilmesi, o bölgedeki seçmenin hiç önemsenmediği algısı oluşturmakta ve bu da sandığa olumsuz yansımaktadır.
Ölçüt 13 – Temsil Yeteneği: Partiler kendi görüş ve düşüncelerini halka iyi aktarabilmek isterler. Bu yüzden adaylar arasında partinin değerlerini, düşüncelerini, amaç ve hedeflerini seçmene en iyi yansıtabilecek çalışmalara yapabilmiş kişiyi seçmek isterler.
Ölçüt 14 – Parti Yerel Teşkilatı Değerlendirmesi: Parti yerel birimleri kendi bölgelerinde gösterilecek adaylar için söz sahibi olmak isterler. Aksi durumda yerel teşkilatların istemedikleri kişiler aday olduğunda seçim çalışmasında sıkıntılar yaşanabilmektedir. Bu yüzden partiler, yerel teşkilatların görüşlerinin dikkate alırlar.
Şimdilerde ne kadar önem veriliyor bilinmez ama yukardaki ölçüte koşut önemli bir ölçüt de parti yerel örgütlerinin ( il ve ilçe örgütlerinin) değerlendirmeleridir. Parti yerel birimleri kendi bölgelerinde gösterilecek adaylar için söz sahibi olmak isterler. Tersi durumda yerel örgütlerin istemedikleri kişiler aday olduğunda seçim çalışmasında sıkıntılar yaşanabilmektedir. Bu yüzden partiler, yerel örgütlerin görüşlerini göz önünde bulundurmalıdırlar. Örneğin İyi Parti’nin Tokat il başkanlığı seçim sonuçları, il başkanlığı ve merkez ilçe başkanlığı ile diğer ilçe başkanlıklarının farklı yönlere baktıkları sonucunu ortaya çıkarmıştır.
Bu şu nedenle çok önemlidir. Yukarda sayılan ölçüt, ilgili siyasi parti örgütlerin benimsediği ve onlar tarafından öne çıkartılan isimlerin göz önüne alınmasıyla yakından ilgilidir. Siyasi partinin il, ilçe ve mahalle örgütleriyle doku uyuşmazlığı yaşayan isimlerin aday gösterilmesi engel oluşturabilir. Siyasi tarihimiz böylesi örneklerle doludur.
Ölçüt 15 – Parti Üst Yönetim Değerlendirmesi
Siyasi partilerde üst yönetim kademesinin yaptığı değerlendirmelerdir.
Genel olarak adayları genel merkezdeki parti egemenlerinin belirlemesi düşünüldüğünde ön seçim elbette demokrasiye daha yakındır. Böylelikle belirli çevrelerde adı yüceltilen isimleri sadece o çevrelerdeki bakış açısı dikkate alınarak aday yapmak yerine, ön seçim yapmak iyidir. Sakıncası ise yalnızca partiye üye olanlar oy kullanabilmekte, partinin üyesi olmayan seçmeni dışarda bırakmaktadır.
Ne yazık ki alınan ön seçim kararının bir gerekçe ile kaldırılması bu ümitleri de de yok etmiştir.