Bir cahil-i mikap gazeteci…
Her isteyenin işine gelmeyince başkasını “hainlikle” suçlaması moda oldu. Ne kolay ve ucuz bir yol!
Kendini gazeteci diye tanımlayan Kemal Vanlı “Hain kendini sobelemiş” başlıklı bir yazı yazarak, benim hazırladığım rapor için “gerçeklikten uzak rapor” tanımlamasını kullanmış ve her zaman yaptığını yaparak, sorup soruşturmadan, aslı astarı olmayan, iftira niteliğinde suçlamalar yapma alışkanlığını utanmadan sürdürmüş.
Bir cahil-i mikâp gazeteciyi ciddiye alıp yanıt vermek ve gündemde tutmak adetim değildir ama hem cahil, hem cehaletinin cahili, hem de başkalarını da kendisi gibi cahil sanan bu tiplere haddini bildirmek de gerekiyor.
Bir araştırma raporunun nasıl hazırlanacağını bilmeyen, yaşamı boyunca tek bir araştırma raporu hazırlamamış birisinin her zaman yaptığı gibi, sözün nereye gittiğini de umursamadan birilerine af buyurun “bok atması” çok şaşırtıcı değildir.
Etik olanla olmayanı, gerçekle gerçek olmayanı ayıramayan bir cahilin gazeteci kisvesi altında yalan yanlış demeden, sorup soruşturmadan debelendiği çukurdan sürekli başkalarına çamur atması ibretlik bir vakadır.
Parasal beklentisi nedeniyle olsa gerek, seçim döneminde Facebook sosyal medya hesabından arkaladığı, savunduğu kişilerle ilgili yaptığı temelsiz değerlendirmelerine Facebook’ta yaptığım seviyeli ve veri temelli yorumlarımı sildiğini unutup, “o dönem bunları yazmıştım” demesi ise tam bir komedi.
Rapora gelmeden önce Kemal Vanlı’nın saçmaladığı bir iki konuya değineyim. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak diye buna denir.
Eğer Kemal Vanlı “Tokat’ta Alevi oyları ve CHP oyları stratejik olarak (o da ne demekse?) İyi Partiye gelmesin” diyen birisini arıyorsa ona buna çamur atmak yerine, “CHP listesinden seçime girmeyecek miyiz?” diye soran ilçe yönetim kurulu üyesine “Bizim oyumuz %17, CHP’nin peşine takılıp, CHP’ye oy mu isteyeceğiz” diyen İl Başkanına bakmalıdır.
Alaycı tavırla “CHP’nin peşine mi takılacağız?” diyerek, CHP’nin listesinden seçime girmeyi ret edenlerin, pabucun pahalı olduğunu görüp, daha sonra CHP milletvekili Kadim Durmaz ve CHP İl Başkanı Murat Yazıcı ile toplantı yapıp, CHP’nin artık oylarına talip olmasının ve ret yanıtı almasının sorumlusu da herhalde ben değilim.
Kemal Vanlı izlenen yanlış stratejinin ve İyi Parti’nin Tokat’tan 1 milletvekili çıkarılamamasının sorumlularını arıyorsa yüzünü önce genel merkezdeki parti egemenlerine, sonra da savunmaya çalıştığı kişilere, il başkanı ile genel merkez danışmanına dönmelidir.
Gelelim rapora…
Kemal Vanlı’nın aslında bu araştırma raporunu hiç okumadığı çok açık. Veya ya anlama özürlü ya da duygusal(!) açıdan çarpıtmaya çalışıyor.
Zira bu raporda yer alan bulgular, saptamalar bana ait değildir. Masa başında oturarak üretilen bulgular hiç değildir.
Bu bulgular ve saptamalar 01 Eylül 2022-28 Mayıs 2023 arasında Tokat İyi Parti İlçe Başkanları (Merkez, Erbaa ve Reşadiye hariç ki bu da raporda belirtilmiştir), İyi Parti ileri gelenleri ve seçmenleriyle yapılan bir dizi yoğun toplantı, görüşme ve yapılan bir mini anket sonucunda elde edilen bulgulardır.
Üstelik bu rapor seçimin tamamlanmasından sonra hazırlanmış ve gelecekte bekleyen tehlikelere dikkat çekilerek, gerekli önlemlerin alınması temennisiyle ilgililere gönderilmiştir.
Aslında bu rapora altlık oluşturan bulgulardan yola çıkarak Aralık 2022 sonunda “Tokat İyi Parti’yi bekleyen tehlike…” başlıklı bir yazı yazmış ve ilgilileri uyarmıştım. Ancak bu yazıdan rahatsızlık duyan Sayın Fatih Demirkol beni değil de yanlış kişiyi arayarak yazımın yayından kaldırılmasını istemiştir. Bu yazı halen yayındadır.
Bu yazıyla ilgili olarak, il başkanına “Sayın Başkan bu yazıyı okudunuz mu?” diye soran bir ilçe yönetim kurulu üyesine de il başkanı kimlere parayla yazı yazdırmışsa, “Parayla herşeyi yazdırabilirsiniz” demiştir.
Oysa o tarihte bu yazıda dile getirilen hususlarla ilgili gerekli tedbirleri almış olsalardı bugün İyi Parti’nin Tokat’ta bir milletvekili vardı.
Bu raporun öznesi kişiler değil, eylemlerdir. Bazı kişilerin bu raporda eleştirel olarak yer alması, neden oldukları eylemler nedeniyledir. Bu bağlamda elbette bu rapordan rahatsız olan kişiler olacaktır. Lakin Kemal Vanlı’nın bu rapordan rahatsız olması ayrıca düşündürücüdür.
Kaldı ki, bu raporun hazırlanması önceden düşünülmüş bir şey değildir. Yürüttüğüm “iletişim danışmanlığı” sürecinde gerçekleştirdiğim bir dizi çalışmanın sonucunda elde edilen çok değerli bulgulardır ve geleceğin daha sağlıklı kurgulanmasına hizmet edeceği ümidiyle paylaşılmasının yararlı olacağı tarafımdan düşünülmüştür.
Bu rapor Tokat İyi Parti’nin geleceğini gerçekten düşünenler için, kendileri için üzücü de olsa, yararlanacakları önemli ve değerli bir kaynaktır. Raporun gönderildiği yereldeki kişiler de bunu teyit etmiştir. Başka emelleri elde etmek sevdasında olanların ve kişisel ihtiraslarının peşinde koşanların anlayabileceği bir çalışma değildir.
Kemal Vanlı’da dahil, sosyal ve toplumsal sorumluluk gibi kavramlara yapancı, “topluma geri verme” alışkanlığını edinememiş, ahlaki olanla olmayanın ayırdına varamamış kişi ya da kişilerin, bu raporun birileri tarafından finanse edildiğini yazması da çok şaşırtıcı ve dikkate değer değildir.
Eğer Kemal Vanlı İyi Parti’ye ihanet eden birini/ birilerini arıyorsa, kişisel çıkarları için Tokat’tan 1 milletvekili çıkarılması için teşkilatlarını dinlemeyen, seçmenin sesine kulaklarını tıkayan, ön seçime engel olan, Tokat İyi Parti ile ilgili gerçekleri kapatmaya ve çarpıtmaya çalışanlara bakmalıdır.
Bir çift sözüm de Tokat İyi Parti’nin yerel kurmaylarına…
Eğer Tokat İyi Parti il başkanı partisinin Tokat’ta başarılı olmasını, küçük bir MHP’ye dönmemesini istiyorsa, fazla geç olmadan ve inisiyatif alarak parti ilçe örgütleri ve partiye emek vermiş parti ileri gelenleri ve seçmenle sağlıklı bir iletişim kurmalı, ilçe başkanlarını suçlamadan onları teker teker dinlemeli, bilgi, birikim ve donanım sahibi olmayanlardan medet ummamalı ve şimdiden 2024 yerel seçimleri için bir siyasal iletişim stratejisi hazırlamalıdır.
Gerisi boş laf…