Anketler bize ne söylüyor?
Seçimlere yönelik endişe belirtmenin, muhalefetin yanlışlarına, eksikliklerine dikkat çekmenin, “Şöyle yapılsa daha iyi olur” demenin muhalif kamuoyunda kabahat sayıldığı günlerdeyiz.
Seçimleri muhalefetin kazanacağına kesin gözüyle bakanlar, muhalefete yönelik uyarı, eleştiri ve itirazları umut kırıcı bir yaklaşım olarak görüyorlar.
Kişisel tahminler, temenniler, gözlemler veri kabul ediliyor, bu verilere aykırı her söz ve yaklaşım topa tutuluyor.
Nietzsche’nin “Bazen insanlar gerçeği duymak istemezler, çünkü sanrıları yıkılsın istemezler” sözündeki gibi bir durum yaşıyoruz.
Umut vermek ile yalan söylemek arasında çok ince bir çizgi var, umut kırmadan gerçeği söylemek ip üstünde yürümek gibi geliyor bana.
Fakat yine de hem insanlarda oluşan umudu ve heyecanı korumak hem de gerekli uyarıları yapıp bazı eksikliklere dikkat çekmek gerekiyor.
İmrenerek izliyorum
14 Mayıs seçimleri ülkemiz için adeta bir kader seçimi.
Böyle olduğu için “Seçim sonuçları ne olacak?” sorusu hepimizin zihnini fazlasıyla meşgul ediyor.
Ne olabileceğini anlamak, bir öngörüde bulunabilmek için şimdilik elimizdeki tek veri anketler.
Anketlere bakıldığında muhalefet açık ara önde.
Kişisel tahmin ve gözlemlerim beni de benzer bir sonuca götürüyor.
Yani sandık yarın kurulsa, büyük ihtimalle ipi muhalefetin göğüsleyeceğini ben de gözlemliyorum.
Fakat seçime daha 50 gün var. Bu sürede neler yaşayacağımızı, toplumun ne tür manipülasyonlarla karşı karşıya kalacağını, dahası hem muhalefet cephesinde hem de iktidar cephesinde ne gibi gelişmeler göreceğimizi henüz bilmiyoruz.
Bu nedenle bugünden sağlıklı bir tahmin ya da öngörüde bulunmak hayli zor.
Hal buyken ‘iş bitmiş’, ‘seçimleri muhalefet kazanmış‘ gibi davrananların bu rahatlığını imrenerek izliyorum.
Kanaat edinmek zor
14 Mayıs seçimlerine yönelik anketlerin ne söylediğini hepimiz takip ediyoruz.
Partilerin oy oranlarını, hangi adayın önde olduğunu gösteren neredeyse her gün bir anket sonucu yayınlanıyor.
Bazı anket sonuçlarına göre muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu 2-3 puan, bazılarına göre yaklaşık 10 puan önde. Bazı anket şirketlerine göreyse Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan birkaç puan önde.
Tayyip Erdoğan’ın oy oranını en düşük bulan anketlerde bile bu oran yüzde 43-44 bandında.
Birçok anket şirketine göre seçimin ikinci tura kalması da ciddi olasılık.
Anket sonuçları arasındaki farklılığa bakınca bir kanaat sahibi olmak da zorlaşıyor.
Bu nedenle dikkatinizi başka bir yere çekmek istiyorum.
2018’de ne olmuştu?
Anketlerin ne kadar sağlıklı olduğu, bize muhtemel sonucu göstermesi açısından yeterli veri sunup sunmadığı üzerine düşünürken ‘2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde anketler ne demişti‘ sorusu aklıma geldi.
Zihnimdeki bu soruya cevap bulmak için küçük bir araştırma yaptım.
2018 seçimlerine yaklaşık 50 gün kala yayınlanmaya başlayan anket sonuçlarının neredeyse tamamı bize seçimleri muhalefetin kazanacağını söylemiş.
Mesela Saadet Partisi’nin 8 Mayıs 2018’de yaptırdığı ankete göre Cumhur İttifakı’nın oy oranı yüzde 42-44 bandında ve seçim ikinci tura kalacak görünüyor.
MEDİAR’ın 7 Mayıs’ta açıkladığı araştırmaya göre Millet İttifakı Meclis çoğunluğunu kazanıyor.
Gezici’nin 9 Mayıs’ta paylaştığı araştırmaya göre Tayyip Erdoğan’ın oy oranı yüzde 46. HDP hariç, Muharrem İnce ve Meral Akşener’in toplam oyu ise 42-44 bandında.
MAK’ın 11 Mayıs’ta yayınladığı araştırmaya göre adaylar ilk turda yüzde 50’yi bulamadığı için seçim ikinci tura kalıyor.
Konsensüs’ün 14 Mayıs’ta duyurduğu araştırmaya göre Erdoğan’ın oyu yüzde 47,6; İnce ve Akşener’in toplam oy oranı ise 41.4 bandında.
Sonar’ın 19 Mayıs’ta paylaştığı araştırmaya göre İnce ve Akşener’in toplam oyuyla muhalefet Erdoğan’ı geçiyor.
Yine MEDİAR 23 Mayıs’ta Erdoğan’ın oy oranı yüzde 43,5 olarak öngörmüş.
CHP’nin yaptırdığı, 27 Mayıs’ta Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı anket sonuçlarına göre Cumhur İttifakı’nın oy oranı yüzde 43 bandında ve seçimi muhalefet kazanıyor.
İstanbul Ekonomi’nin 28 Mayıs’ta açıkladığı ankette Erdoğan’ın oyu 7 puan düşmüş ve seçim kesin olarak ikinci tura kalacak görünüyor.
Gezici’nin 8 Haziran’da duyurduğu araştırmaya göre Erdoğan’ın oyu bir önceki anketten farklı olarak yaklaşık 3 puan artarak 48,7’ye çıkmış.
Aynı gün REMSES, Erdoğan’ın oyunun 35.9 olarak ölçmüş; muhalefetin kazanacağına kesin gözüyle bakıyor.
PLUS MAYAK’ın 14 Haziran’da, yani seçimden dört gün önce paylaştığı ankete göre Erdoğan’ın oyu yüzde 45,8.
Avrasya’nın seçime bir gün kala açıkladığı anket sonuçlarına göre Erdoğan’ın oy oranı yüzde 44,5.
Yine başka bir ankette “Bu seçimde ilk kez oy kullanacak gençlerin yüzde 70’i Erdoğan’a oy vermiyor” verisine rastladım.
Çoğu anket isabetsiz çıkmış
Sonuç olarak 2018 seçimlerine giderken Tayyip Erdoğan’ın seçimi ilk turda kazanacağını öngören anket şirketi neredeyse yok.
Seçime bir hafta kala seçim sonuçlarına yakın bulgular elde eden yalnızca birkaç anket şirketi var.
Dikkatimi çeken diğer bir konuysa 2018’de seçimler yaklaştıkça, yani kampanya süresince bütün anketlerde Erdoğan’ın oy oranı yükseliyor.
Ateşi harlamak lazım
Bugünlerde yayınlanan anketlerle benzerlik gösteren 2018 anket sonuçları bize gösteriyor ki “Seçimler kazanıldı” deyip rehavete kapılmak muhalefet açısından gerçekçi bir tavır değil.
Muhalefeti diri tutmak için uyarmak, ikaz etmek, her şeyin toz pembe olmadığını, dikkatli ve temkinli olmak gerektiğini söylemek pişmiş aşa su katmak değil, tam tersine ateşi harlamaktır.
Bir önceki seçime göre bu seçimde her şey muhalefetin lehine gözükse de anketler bize muhalefetin işinin zor olmadığını ama öyle sanıldığı kadar da kolay olmadığını söylüyor
KAYNAK: Diken