“Sizin de adaletinize tüküreyim!”
Başlıktaki cümle bana ait değil, Facebook’taki partili bir arkadaşa ait.
İyi Parti’nin Tokat milletvekili aday listesi ile ilgili olarak gelinen durumu özetleyen vurucu bir söz ve ben de bu söze katıldığımı belirttim, bu nedenle de başlığa aldım.
Adalet’ten ve Demokratik Parlamenter Sistemden bahsedip, partili seçmenlerin eğilimlerinin tersi yönünde karar alanlar için edilmiş okkalı bir söz!
Yazı yazmak tarihe not düşmektir. Ben de İyi Parti aday listesiyle ilgili notumu şimdiden düşeyim.
Demedi demeyin efeliğine soyunmak gibi olmasın, birkaç kez yazdım. Seçmende karşılığı bulunmayan, ilçe teşkilatlarınca da onaylanmayan isimlerin aday gösterilmesi halinde Tokat İyi Parti’yi bekleyen tehlikeye işaret ettim.
Ne yazık ki, değişen bir şey olmadı! Milletvekili adaylarını seçme ve sıralama tercihi seçmenin değil de, her zaman olduğu gibi partiye egemen olanların elinde olduğu için İyi Parti Tokat’ta yeni bir hikâye yazma fırsatını kaçırdı.
Ve partili seçmenler yine İyi Parti açısından seçimi yanlış aday yüzünden kaybettiler anlatılarını dinleyecekler gibi görünüyor.
***
İyi Parti’nin seçmeni “koyun” gibi gören aday sıralamasına en çok CHP ve MHP sevinmiştir herhalde…
Çünkü seçmende hatta ilçe teşkilatlarının çoğunda karşılığı olmayan bu aday sıralaması, İyi Parti’ye oy vermeyi düşünen seçmende tepkiye ve oy verme tercihlerinin değişmesine neden olacak, bu da en çok bu partilere yarayacaktır.
Sosyal medyada “Belirlenen adayları beğenmiyorum”, “onaylamıyorum”, “yanlış olmuş”, “ama ne yapalım böyle takdir edilmiş elimizden bir şey gelmez”, diye başlayıp, “zaman aday listesini yorumlamak, kıyaslamak zamanı değil” diye polyannacılık oynayanlara ve bu kabulleniş sözlerine aldanmayınız ve aldırmayınız siz! Bunlar parti egemenlerinin bizlere pazarlamaya çalıştığı ezberler… Beğenmiyorsan, onaylamıyorsan, yanlış olmuşsa gerekeni yapacak, parti egemenlerine gereken dersi vereceksin. Önüne her konanı yemeyeceksin! Yersen bu düzen böyle gider! Demokratik Parlamenter Sistem’den söz edenlerin “ben yaptım oldu” dayatması kabullenecek bir dayatma mıdır?
Bizzat Genel Başkan Meral Akşener’i örnek alın! Masayı dağıtma pahasına, dayatmaya karşı çıkmadı mı?
Teşbihte (benzetmede) hata olmaz; kızımızı bir hırsız istese başka isteyeni yok diye o hırsıza mı vereceğiz?
Biz de akıl sahibi bireyleriz ve parti egemenlerinin bize dayattığı aday listesine sessiz kalmayıp, seçimimizi hür irademizle ve Millet İttifakı’ndaki başka alternatifler üzerinden de yapabiliriz. Milletin ve ülkenin geleceğini düşünmeden aday belirleyenlerin, bunun sorumluluğunu bize yüklemeye hakları yoktur.
Unutmayınız dayatmaları kabul edip, tevazu cümleleriyle yanlışa masumiyet kazandırmaya çalışmanın sonu, vasat insanlardan nasihat dinlemeye varır.
Diliniz ve elleriniz, aklınıza gelen gerçekleri söyleyip yazabilecek kadar özgür olmalıdır.
Partinin kurucularından olan, 3, 5 yıl İyi Parti’de il başkanlığı yapan, demokrasi dışı uygulamalar nedeniyle “İyi Parti’de demokrasinin ‘D’si si yoktur, bunu yaşayarak tecrübe ettim. Demokrasiye inanmayan bir oluşumun paydaşı olamazdım” diyerek kurucusu olduğu İyi Parti’den istifa eden ve CHP’ye katılan özgür kişi (ki yazı başlığının da sahibidir) bu polyannacılara örnek olsun.
***
Hani çarşambanın gelişi perşembeden bellidir diye biz söz var ya… İyi Parti Tokat milletvekili adaylarının belirlenmesinde hedefin tutturulamayacağı çok önceden belli olmuştu. Yaşanan ama görmezden gelinen ya da görülmesi engellenen kimi olaylar bugünün habercisiydi.
Geçmişi anımsamak, geleceği inşa etmek için gereklidir. Anımsatayım!
Başkanlığını Sayın Hakan Karagöllü’ nün yaptığı dönemin Tokat Merkez İlçe Başkanlığı ile başkanlığını Sayın Ömer Sağol’un yaptığı dönemin İl Başkanlığı arasında adı konmamış bir kopukluğun yaşandığını ve bu kopukluğun arkasında kimin bulunduğu Bektaşi sırrı olmaktan çıkmıştı. Buna karşın kimse, özellikle de ilçe örgütleri ya da parti genel merkezi çıkıp da “ bu ayrışma da neyin nesi? “diye sorgulamamıştı.
Daha sonraları yapılan merkez ilçe başkanlığı seçimlerini de kimse sorgulamamış ve il başkanlığı seçimlerine gelinmişti.
Üç adayın yarıştığı İyi Parti Tokat İl Başkanlığını, 588 geçerli oydan 232 oy alan Sayın Hakan Karagöllü kazanmıştı.
Diğer adaylardan Sayın Erkan Er 180 ve Sayın Sebati Donat ise 176 oy almıştı.
Şu tuhaflığa bakar mısınız? Delege oylarının toplam yüzde 60,5’ ini alanlar dışarıda kalıyor, yönetimde söz sahibi olamıyorlar. Ama oyların yüzde 39, 5’ ini alanlar iktidar oluyorlar.
“Bu seçim sonuçlarına göre, Sayın Hakan Karagöllü, bir zamanlar başkanlığını yaptığı ve dönemin il başkanlığı ile kopukluk yaşattığı Merkez ilçenin delege oylarıyla il başkanı olmuştur” dersek yanlış olur mu? Olmaz!
Peki, bu tuhaflık genel merkezin dikkatini çekmedi mi? “Yahu siz sadece merkez ilçenin oylarını almışsınız, diğer ilçe teşkilatları size destek vermemiş. Bu sonuç sağlıklı bir sonuç değildir. Temsilde adaleti sağlamaktan uzaktır. Bu nasıl oluyor?” diye sormak, genel merkezde kimsenin aklına gelmedi mi?
Hadi, onlar görmedi ya da görmeleri engellendi! Peki, İyi Parti ilçe başkanlarının ve yönetimlerinin bu sonucu sorgulamak, bu sağlıksız durumu genel merkeze bildirmek akıllarına gelmedi mi?
***
Bununla bitti mi? Hayır, bitmedi!
Milletvekili adaylarının, aday adayları arasından temayül yoklaması / ön seçim yöntemiyle seçilmesi kararı yine genel merkezin inandırıcılığı olmayan bir gerekçesi ile iptal edildi. Milletvekili adaylarının parti üyelerince belirlenmesinin de önüne geçildi. Parti egemenleri yine iş başındaydı.
Bu yazıyı okuyanlar şöyle bir düşünsün bakalım. Eğer temayül yoklaması yapılmış olsaydı bugün genel merkezce belirlenen adaylar temayülden çıkabilirler miydi?
Peki, temayül yoklamasının iptal edilmesine İyi Parti’nin ilçe örgütleri itiraz etti mi? Ön seçim fırsatının ellerinden kaymalarına ses çıkarabildiler mi? Hayır! Ön seçimin iptal edilmesine en çok sevindiğini düşündüğüm merkez ilçe ve il başkanlığıyla birlikte sessiz kaldılar. Diğer bir sessiz kalan da bu yapıyı tuğla tuğla inşa edendi.
***
Bununla bitti mi? Hayır yine bitmedi!
Diğer aday adaylarıyla seçmen ziyaretlerine katılım sağlamayan, milletvekili aday adaylarıyla seçmen ziyaretleri yapmanın etik olmayacağını söyleyen merkez ilçe başkanı ve il başkanı aday adayı Sayın Fatih Demirkol ile ilçeleri gezip, boy boy fotoğraf verdiler.
Peki, gerek diğer aday adaylarının tamamı, gerekse ilçe başkanları bu konuda bir eleştiri getirebildiler mi? “Madem aday adayları ile gezmenizin yanlış olduğunu ifade ediyorsunuz, peki niçin aday adayı olan Sayın Fatih Demirkol’la birlikte seçim gezisi yapıyorsunuz?” diye sorabildiler mi?
Hem rekabet, hem de siyaset etiğine uygun olmayan bu tarafgir tutumu benim dışımda ilkesel olarak eleştiren bir İyi Partili yönetici oldu mu? Yine hayır!
***
Ve gelelim genel merkezce çıkarılan aday listesine…
Şu ana kadar ilçe başkanlarından birisi çıkıp da, ”bu liste genel seçimlerde bizi başarıya ulaştıracak bir aday listesi değildir” diyerek bir itiraz seslendirebildi mi?
Ya da tam tersine, merkez ilçe başkanı ve il başkanı haricinde bir ilçe başkanı çıkıp açıktan, “ bu liste ile biz Tokat’tan en az bir vekil rahatça çıkarabiliriz, hatta ikiyi zorlayabiliriz” diyebiliyor mu?
Bu işler dar alanlarda kısa paslaşmalarla, “aman kimse duymasın” ayarında yapılan sohbetlerle çözülmüyor.
Şu çok açık! Belirlenen aday listesi seçmenin hiç önemsenmediği algısını oluşturuyor. Bu durumun hiç şüphesiz sandığa olumsuz yansımaları olacak. “Lafa söze değil de öze ve hale bakan” her objektif düşünen insanoğlu bu gerçeği görür.
Hadi ön seçimi iptal ettiler, partili üyelerin görüşlerini almaya bile gerek görmediler. Peki, adayların belirlenmesinde il başkanlığı ve merkez ilçenin dışında kalan ilçe örgütlerine söz hakkı tanıdılar mı, onların görüşlerini aldılar mı? Yine hayır?
Peki, ilçe başkanları belirlenen aday listesine bir itiraz seslendirdiler mi? Hayır!
İl başkanlığı ile merkez ilçe başkanlığı dışında kalan ilçe teşkilatlarının başkan ve yönetimleri belirlenen bu adaylarla nasıl bir seçim çalışması yapacaklar, hiç düşündüler mi?
Partinin ilçe teşkilatlarıyla doku uyuşmazlığı yaşayan, seçmende karşılığı olmayan ve Tokat’ta yaşamayan isimlerin aday gösterilmesi, bu adaylarla seçim çalışması yapılacak olmasının sıkıntılar doğurabileceği ve ilçe teşkilatlarının motivasyonlarını düşüreceği, onlarda bir isteksizlik yaratacağı hususunda genel merkezi bilgilendirdiler mi? Ya da böyle bir girişimde bulundular mı?
Oluşturulan bu listenin yanlışlığını bugün seslendirmeyen ilçe teşkilatları aşağıdaki gelişmelere hazırlıklı olsunlar.
Eğer merkez ilçe ve il başkanlığının dışında kalan ilçe teşkilatları seçmende karşılığı olmayan aday adaylarının aday yapılmasına itiraz etmiyor, sessiz kalıyorsa, ortaya çıkacak kötü ve başarısız sonucun da tek sorumluları olarak anılacaklardır. Başarısızlık halinde ihale onlara kalacaktır.
5 yıldır görevdeki İyi Parti Tokat Gençlik Kolları İl Başkanlığı’nın seçime 1 ay kala görevden alınması ilçe teşkilatlarına ders olsun.
Başarısız oldukları ileri sürülerek merkez ilçe dışında kalan ilçe yönetimleri de tasfiye edilir ve ilçe örgütleri, başarısızlığın asıl mimarı/mimarları tarafından kendilerine uygun şekilde ve tıpkı merkez ilçe ve il başkanlığında olduğu gibi dizayn edilirse hiç şaşırmayınız.
O nedenle, merkez ilçe dışındaki ilçe yönetimleri bu listenin yanlışlığına bugün ses verip, itirazlarını dillendirip, bu adaylarla seçimlerde “hüsran” yaşama olasılığının yüksek olduğunu ve bir başarısızlık durumunda bundan sorumlu tutulamayacaklarını genel merkeze aracısız (direkt genel başkana) ve gecikmeksizin iletmelidirler.
Yok, aksini düşünüyorlarsa, “Bu adaylar bizim de kabulümüzdür. Bu isimlerle seçimlerden başarıyla çıkacağız” diye açıklama yapmalılar.
Yapmalılar ki; seçim sonuçlandığında ak mı kara mı hep birlikte görelim!