Millet Vekili Yusuf Beyazıt, kültürel miras ve turizm…
Vekilimiz Sayın Yusuf Beyazıt’ın geçtiğimiz hafta katıldığı çaylı sohbette dile getirdiği “Kültür merkezleri ve turizm yatırımlarıyla Tokat’ı geliştirme” konusu tek gazeteye düşen yazılı basında yer aldığı gibi, sosyal medyada da gündem oldu.
Önce bir hakkı teslim edelim!
Bilenler biliyor, bilmeyenlere de ben anımsatayım. Tokat’ta kültür ve kültüre bağlı olarak turizm alanında en büyük ve övgüye değer çalışmaları yapan/yaptıran kişi Sayın Yusuf Beyazıt’tır.
Sayın Yusuf Beyazıt, Vakıflar Genel Müdürü olduğu dönemde Tokat dâhil, tüm Türkiye’de vakıf eserlerini ayağa kaldıran, şimdi oranını anımsamıyorum ama aklımda kaldığı kadarıyla Vakıf bütçesini çok yüksek oranda arttıran bir Tokatlıdır.
Eğer bugün Tokat’ta Sulusokak Sokağı destinasyonundan söz edilebiliyor, buradaki Selçuklu, Danişmendli ve Osmanlı eserlerinden oluşan 32 adet kültürel ve tarihi miras Tokatlılar ve muhtelif gezginlerle buluşabiliyor, bu destinasyon Edirne, Bursa ve İstanbul’la kıyaslanabiliyor ve burası Sayın Ekrem Anaç’ın “900 Adımda 900 Yıl” sloganıyla taçlandırılıyorsa bunun mimarı Sayın Yusuf Beyazıt’tır. Sulusokak Sokağı’nda yapılan tüm üst yapı çalışmaları Sayın Beyazıt’ın ayağa kaldırdığı kültürel miras üzerine eklemlenebilmiştir.
Bu çalışmalarda Sayın Beyazıt’ın yanında ve çalışmaların içinde bulunarak O’na eşlik eden başarılı genç iş arkadaşını bürokrat olarak Tokat’a kazandırması da O’nun Tokat’a bir başka hediyesidir. Umar ve dilerim yanılmam…
***
Gelelim bu konularda yazılı medyada çıkan açıklamalara, sosyal medya ve platform paylaşımlarına…
Örneğin Tokat Haber Gazetesi’nde çıkan bir habere göre, Tokat İstişare Heyeti Başkanı M. Emin Atmaca Tokat’ı kültür sanat merkez yapacak adımları açıklamış. Başka önerilerde bulunanlar da var.
Sayın Atmaca’nın iyi niyetinden kuşkum yok. Ancak bunlar ve daha fazlası, en azından 31 yıldır bilinen, 31 yıldır söylenen ve 1993 yılından itibaren hazırlanmış 8 adet eylem planına konu olan adımlardır.
Bu adımlar daha yeni; 19.05.2024 de bir rapor hazırlanarak ilgililere teslim edilmiştir.
Sorun; “neler yapılacağı değil, bu güne kadar bu hususlarda neden proje üretilmediği, neden yapılmadığı, paydaşlarca üretilen projelerin neden uygulamaya alınmadığıdır.
Belli ki, Sayın Atmaca’da bu hususların 31 yıldır söylediğinden, 8 adet eylem planına konu edildiğinden ve bu konularda bir proje stoku oluşturulduğundan bilgisi yok!
Olsa idi, Tokat’ın 31 yıldır kültür ve turizm konusunda neden bir arpa boyu yol gidilemediğini, neden 31 yıldır derme çatma, gel-geç hevesler içinde boğulan işler yapıldığını, yapılan önemli çalışmaların neden boş ve anlamsız çabalara dönüştürüldüğünü sorgulardı.
Tokat’taki kültürel mirasın Sayın Beyazıt’ın gerçekleştirdiği restorasyon çalışmalarıyla ayağa kalkmasına karşın gerek kültür, gerekse turizm alanında 31 yıldır bir ilerleme sağlanamıyor, yapılması gerekenler yapılamıyorsa bunun en temel nedeni; kültür ve turizm geliştirmede kritik öneme sahip olan stratejik planlamanın sorumlularca/ilgililerce dikkate alınmaması, yerel toplumun da buna ses çıkarmamasıdır. Sorgulanması gereken husus budur!
Kültür ve turizm gelişiminin uzun vadeli, amaç ve sonuç yönelimli stratejik planlama yerine, gündelik, dar kapsamlı, kısa vadeli politikalar ve kararlarla yönetilmesi bunda ısrar edenlere (valilere ve yerel siyasetçilere) popülarite kazandırsa da kültür ve turizm konusunda tanımlı ve somut hedeflere ulaşılmasını engellemektedir.
Vekilimiz Sayın Yusuf Beyazıt Bey’in kültür ve turizm konusuna vurgu yapması sevindirici bir gelişmedir. Bu vurgu kesinlikle önemsenmelidir. Çünkü Tokat’ta karşılaştırmalı üstünlüğe sahip tarım sektörünün dışında en önemli sektör tarihi, kültürel, jeolojik miras, değerler ve doğal güzelliklerin birleşeni olan turizm sektörüdür.
Kültür ve turizmde bir gelişme fırsatı yakalanmasının önünü açan da Vekilimiz Sayın Yusuf Beyazıt Beydir. Peki, bu tarihten sonra sunulan bu fırsatın değerlendirilmesi, bu tarihten sonra Tokat’ta kültür ve turizm adına önemli bir atılım yaşanması gerekmiyor muydu?
Değerli okurlar, kültür ve turizm konusuna ilgi duyanlar, bu alanlarda sürdürülebilir, somut ve ölçülebilir çıktılar elde etmek istiyorlarsa özellikle resmi etiketli turizm yetkililerinin ve kamu bürokrasisinin bu alanlardaki sorunlara geçici çözümler bulmaya odaklanan mevcut zihniyetlerini ve “Tokat merkezden ibarettir” anlayışını terk etmeye ikna edilmeleri, planlama prensiplerini dikkate almalarını talep etmeleri gerekmektedir.
Kısacası kültür ve turizm alanında gelişme sağlanması için, “planlamayı”, “bilimi”, “ortak” aklı”, “sürdürülebilirliği”, “toplumsal sorumluluk duygusunu” ve “bütüncül yaklaşımları” ret eden bireysel uygulamalara son verilmeli, aklın, emeğin ve sorumluluk anlayışının heyecanlı bir çalışma arzusuyla birleştirilmesi gerekmektedir. Bunun için de kültür ve turizm gibi iddialı bir konu üzerinde söz söyleme hakkının öncelikle bu konulara kafa yoran, bu konularda bilgi, birikim ve donanım sahibi yerel paydaşlara verilmelidir.
Ben bu konulardaki sorunları dile getirince bundan alınganlık gösteren kimi sorumlular hemen “ne yani hiç mi bir şey yapılmadı?” diyerek serzenişte bulunuyorlar. Elbette yapıldı! Zaten sorun da buradadır. Çünkü Tokat’ta kültür turizm adına yapıldığı söylenen tüm çalışma ve faaliyetler, kültür ve turizm geliştirme aşamalarını ve Tokat’ın bütününü kapsayan ve tüm sorunları içeren tasarımsal bir süreçten yoksun olarak, genellikle birbirinden kopuk, habersiz, plansız, sürdürülebilirliği olmadan yapılan düzenleme, etkinlik ve uygulamalardan ibaret kalmaktadır. Ve yapılanlar şehrin dinamikleriyle gerçekleştirilen çalışmalardır.
Size en yakın örnek! Şimdi çıkmışlar, eylem planlarında bunca yapılması gereken faaliyet varken, en son “Sakin Şehir” diye proje yürütmeye çalışıyorlar. 205 bin nüfuslu bir merkezde “sakin şehir” projesi uygulamaya kalkışmak kültür ve turizmin ABC’ sini bilmemekle ilgilidir. 250 bin avroluk projenin somut ve ölçülebilir çıktılarından haberi olan var mı? Eğer böyle bir proje uygulanacaksa 34 bin nüfuslu bir kültür ve turizm şehri olan ve yıllardır “Cittaslow” listesine girmeye çalışan Zile ilçemiz için neden uygulanmadı? Yanıtı olan var mı?
Bakın daha geçenlerde TOKFED Yönetim Kurulu, Vali Bey’i ziyaret sonrasında Tokat İl Tanıtım Kurulu toplantısına katılmışlar ve ziyaret sırasında, 2024 Ekim ayında Ankara’da gerçekleştirilecek Tokat Tanıtım Günleri (Tokat Kültür ve Sanat Etkinlikleri) hakkında Vali Köklü’ye bilgi vermişler. Peki, geçtiğimiz yıl Tokat Kültür ve Sanat Etkinliklerinin fiyaskoyla sonuçlanmasını, Tokat’ın tanıtımına zarar verdiklerini, tartışmalara neden olduklarını da konuşmuşlar mı acaba?
Bu işler öyle kapalı kapılar arkasında ve kısıtlı katılımla Tokat İl Tanıtım Toplantısı yapmakla, “Turizm Tokat”, “Kültür Tokat”, “Tarım Tokat”, “Spor Tokat” diyerek proje niteliği taşımayan etkinlikler ya da çıktısı olmayan organizasyonlar düzenlemekle olmuyor. Bilimi esas almak, bu alanlarda önemli gelişmeler sağlamış Avrupa kentlerinin neler yaptıklarına bakmak ve bize özgü yöntemler geliştirip, bir planlama dâhilinde, tüm paydaşların yer aldığı ve bilgi sahibi olabildiği, yönetimsel bir organizasyonla sürdürülebilir çalışmalar yapmak gerekiyor.
Dönemin Valisi Sayın Cevdet Can’ın “Yapısal Dönüşümün Başlangıcında Tokat’ın Geleceği İçin Bir Önsöz” çalışmasında, “Yerel kalkınmanın asıl unsurunun siz Tokatlılar olduğunu tekrar vurgulamak isterim” sözünde olduğu gibi, sorunlarımızı ve çözümlerini, Tokat turizmi ve kültürü konusunda yeterli birikime sahip olmayan, dışardan gelecek olan katılımcılardan değil, içinde birlikte yaşadığımız kentin paydaşlarından beklemeliyiz.
Özetle; Kelimeler kelime, sözler söz, açıklamalar açıklamadır ama yalnızca performans gerçektir.