Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu Tokat’a ne yapmıştır da Tokatlılar 40 yıldır unutamamıştır?

Seçim boyunca merhum vali Recep Yazıcıoğlu’nun isimi kullanılarak oğlu için oy istenilmiş ve zaman zaman da “vefa” kavramı öne çıkarılmaya çalışılmıştır.

Birisi de çıkıp, “bu adayın şu özellikleri vardır, şu konularda bilgi birikim ve donanım sahibidir” diyememiş, varsa yoksa “valinin oğlu” teması işlenmiştir. Oysa “ babadan mal kalır kemal kalmaz.” Yani babadan çocuğuna mal mülk geçebilir ancak ahlaki değerler ve erdemler, olgunluk, fazilet miras olarak kalmaz. Bu değerler ancak öğretim ve eğitimle aktarılır ki aksi bir durum olmadıkça, bu değerlere sahip olduğunu düşünürüm.

Şimdi Tokat’a belediye başkanı oldu. Önünde 5 yılı var. bilgi, birikim ve donanımını gösterme fırsatı doğdu. Tokat’a neler yaptığını ya da yapamadığını hep birlikte göreceğiz.

Ölmez sağ kalırsam Sayın Eyüp Eroğlu için yazdığım gibi, yeri geldiğinde O’nun yaptıklarını ve yapamadıklarını da yazacağım.

Çok ilginç olacak!

***

Geçtiğimiz günlerde yazdığım bir yazıda gidenin arkasından kılıç sallamak âdetim değil demiş ve Trabzonlu, yabancı Tokat Belediye Başkan adayı Sayın Mehmet Yazıcıoğlu’nun babasının üzerinden pirim yapmaya çalışmamasını salık vermiştim.

Bir eğitimcimizin sosyal medyada yaptığı “Tokatlı’nın 40 yıldır unutamadığı Efsane Valimizin Oğlu M.Kemâl Yazıcıoğlu… Fıtrat aynı fıtrat…” , yine bir işletme sahibinin “Tokat’taki kardeşlerim ve bacılarım Vefa ödeme zamanı bize valimizin emaneti olan Mehmet Kemal Yazıcıoğlu nun yanında olma zamanı…”  (imla hataları kendilerine aittir) paylaşımlarını okuduğumda gerçeklerden söz etmek zorunlu oldu.

Aslında bu konuyu içeren bir yazıyı Sayın Feridun Görgünoğlu Bey benden önce yazmış ve sosyal medyada paylaşmıştır. İlgilenenlere bu yazıyı ve bu yazının altına yapılan yorumları da okumalarını tavsiye ederim.

Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’na sosyal medyada abartılı övgü düzenlerin birçoğu, merhum vali 1984 yılında Tokat’a vali olarak atandığında 4 ila 11 yaş aralığında ki kişiler. Merhum vali Tokat’a geldiğinde bunların çoğu mahallelerinde top ya da sek sek oynuyorlardı. Valinin Tokat’ta ne yapıp yapmadığı ile ilgili bilgi sahibi olmadıkları, bildikleri şeylerin yıllar sonra kendilerine anlatılanlarla, okuduklarından ibaret olduğu anlaşılıyor.

Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu Tokat’a ne yapmış da Tokatlılar 40 yıldır unutamamış?  Ya da ne için “ vefa” gösterelim?

IV.Murat lakabı almasını mı? Tokat’ta resmi dairelerde belli saat ve belli mekânlar dışında sigara, çay ve kahve içmeyi, kahvehanelerde kâğıt ve okey oynanmasını yasaklamasını mı?

Bu yasak ve sınırlamaların yanında bir de bildiri yayımlayarak, içkili yerlerde kişi başına bir küçük şişe rakı veya üç şişeden fazla bira içilmeyeceğini duyurmasını mı?

Devlet dairelerinde kadın çalışanlara üniforma benzeri mavi önlükler giydirmeye çalışmasına mı?

Öğretmenlere yağdırdığı hakaretlere mi?

Tüm bu uygulamalarının sonucunda IV. Murat lakabını almasını mı?

Tokatlı 40 yıldır bu yasakçı zihniyeti elbette unutmuyor. Adı da “yasakçı vali” ye çıkmıştı. Bu yasakçı zihniyettir ki, bugünün Türkiye’ sindeki insan hakları ihlallerinin önünü açılmıştır.

Tokatlının kahve, sigara, içki, içmesinin, kahvehanelerde oyun oynanmasının yasaklanması valiye mi kalmış! Tokatlılar halis muhlis insanlar olduklarından, çoğunlukla da kolluk kuvvetlerinin valinin emrinde olduklarını bildiklerinden ve kapatılma korkusundan seslerini çıkarmamışlardır. Keza kamu görevlileri de disiplin cezaları almamak, bir yere sürülmemek için bu yasal dayanağı bulunmayan yasaklara katlanmak zorunda bırakılmışlardır. Merhum vali Tokat’tan sonra valilik yaptığı hangi şehirde buna benzer hangi yasakları uygulayabilmiştir bileniniz var mı? Merhum Valiyle 4 yıl Tokat’ta, 3 yıl da Aydın’da çalışan bir görevli tayin olduğu Aydın’da bunu uygulayamadığını söylemektedir ki biz de bunun aksine bir haber duymadık.

Bugünün Türkiye’sinde bile, siyasal iktidarın aldığı bir karar olmadan,  bir vali bu tür yasaklar getirebilir mi?

Katılırsınız katılmazsınız, bakın bir sosyal medya takipçisi, ”bir kesimi memnun etmek için başkalarını mağdur etmenin adı popülizmdir. Tokat’ın şu an içinde bulunduğu, özellikle alkol konusunda tahammülden ve laiklikten uzak profilinin alt yapısının Recep Bey’in marifeti olduğu şüphesiz…” diyor. Haksız mı?

Merhum valinin Tokat’ta yaptığı en önemli iş, ilkokul ve sağlık ocağı sayısını önemli ölçüde artırmasıdır. İyi de bu ülkesini seven, sorumlu her valinin yapması gereken bir görevdir. Bunun için de Allah kendisinden razı olsun. Tokat’a gelen valiler yaptıkları ve yapmadıklarıyla zaten anılmaktadır. Ne yapalım yani, vali olup gün öldürenler var diye, görevini yapan bir valiyi kutsallaştıralım mı?

Hiç kimse bunları yazarak Sayın Mehmet Yazıcıoğlu’nu yargıladığımı sanmasın. Elbette her insan kendi yaptıklarından sorumludur. İyi ve güzel işler yaparsanız takdir görür, aksi olursa eleştirilirsiniz.

Benim itirazım, rahmetlinin bıraktığı olumsuz izlerin de görülmemesidir

***

Tokatlılar, Tokat’a atanan valilere hayranlık duymak yerine ne yaptıklarıyla ilgilenmelidirler. İddia ile söylüyorum, Tokat’a gelen valiler, “devlette devamlılık esastır” ilkesini göz ardı etmekte ve her biri kendi bakış açılarını topluma dayatmaktadırlar. Bu şehrin gerçek sahipleri biz Tokatlılarız.

Artık çağdaş yönetim anlayışının çok aktörlü, çok katmanlı, çok aşamalı, katılımcı bir yönetişim modeli gerektirdiğini, bu şehrin kaderini stratejik planlamanın aktörleri kabul edilen kent paydaşlarıyla tartışarak oluşturmak gerektiğini Tokatlılar bilmeli ve belediye başkanları da dahil, yöneticilerden bunu talep etmelidirler.

Bu şehirde 1993 yılından bu yana 8 kalkınma ve eylem planı yapılmış ancak hiçbir vali bu planlara itibar etmemiş, kendi bakış açılarını dayatmışlardır. Öyle ki, valinin biri kimsenin görüşünü almamış, sorumlu yöneticiler de ses çıkarmamış ve tutup Başçiftlik’e binlerce kiraz fidanı dikmiş ve o fidanlar kurumuştur. Başçiftlik gibi yüksek rakımlı bir ilçede kiraz yetiştiriciliği olmayacağını bilmeyen, bu konuda uzman görüşü almayan vali olur mu? Bu kamu zararını vali cebinden mi karşıladı?