Eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmek
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı ve de Başyüce Hazretleri R.T. Erdoğan TBMM’de yeni dönem açılışını yaparken bakın neler, çoook önemli şeyler söylemiş:
“Karşımızda tüm bölgeyi ateşe atmaya niyetli işgal şebekesi var. İsrail’in Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum bizim vatan topraklarımız olacaktır.”
Allah Allah! Bayram değil, seyran değil!
“İsrail’in Filistin’de, Gazze’de yaklaşık bir yıldır yürüttüğü terör ve soykırım, bugünlerde maalesef Lübnan’a uzandı. İsrail bölge ülkelerini kendi ateşine çekmek için her yola başvuruyor, her türlü provokasyonu deniyor. Gazze’de, 17 bini çocuk olmak üzere 42 bin insanı katleden, şimdi de Lübnan’da katliama başlayan İsrail, dünyadan gerekli ve yeterli tepkiyi almamaktadır. Bazı ülkeler İsrail’e destek vermeye, finansal veya askeri destek sağlamaya devam ediyor. Diğer bazı ülkeler de susmak suretiyle bu insanlık suçuna, bu vahşete maalesef ortak oluyor. Ne yaparsa yapsın İsrail, er ya da geç durdurulacak. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da öyle durdurulacak. Evlatlarının beyaz kefenlerine sarılan anaların, babaların ahı, bu zalimleri rezil rüsva edecek.” İnşallah!
Bu sözleri Kudüs’ün başkent olmasına karşı çık(a)mayan ve de ABD Yahudilerinden 2005 yılında madalya alan kişi söylemiş.1 Anlıyorum ama ancak diyorum, İsrail adlı müstevli durup dururken mi azdı? Asurlular tarafından Babil’e sürülmüş, ardından Roma tarafından kökü kazınmış, canını kurtaranlar dünyanın dört bir yayına dağılmış; sığındıkları her yerde pogroma uğramış, gettolara sığınmış en azında 2 bin yıl sürgünde yaşamış. Derken Osmanlı Sultanı Abdülhamit’in merhameti sayesinde yurduna dönmüş ve sonunda İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra evrensel kamuoyunun izniyle yurduna kavuşmuş zavallı bir halk!… Mal sahibi, mülk sahibi hani onun ilk sahibi? Milat öncesinin İbrani milleti mi yoksa Ege ve Anadolu’dan göçle gelen “deniz adamı” Filistiler mi? Yoksa 7. yüzyılda Müslüman olan Araplar mı? Bir başka düşünen zevat azıcık tarih okursa iyi olur!
Erdoğan devam ediyor: “‘Vaat edilmiş topraklar’ hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Türkiye içindeki bazı İsrail dostlarının, bazı Siyonist severlerin, gönüllü veya paralı Siyonizm propagandası yapan aparatların anlamadığı işte budur. Birileri ısrarla görmek istemese de Netanyahu hükümeti, Anadolu’yu da içine alan bir ham hayal kurmakta, ütopya peşinde koşmakta, bu niyetlerini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir.”
Doğrudur, Tevrat’ın Yaratılış bölümü 15/17’de aynen şöyle yazar: “O gün RAB Avram’la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: ‘Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları -Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını- senin soyuna vereceğim.’” İslamın kabul ettiği Tevrat’ın bir ayeti nasıl “hezeyan” olur?!
Kutsal Kuran’da Yahudilerle ilgili bazı ayetler: Kuran, Maide suresi, 82 ayet: “Kuşku yok ki iman edenlerin, insanlar içinde en amansız düşmanlarının Yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin.” Maide suresi, 60 ayet: De ki: “Allah katında uğrayacakları ceza itibarıyla kötünün kötüsü bir durumda olanları size haber vereyim mi? Bunlar, kendilerini Allah’ın lanetlediği, gazabına uğrattığı, kimini maymunlara, kimini domuzlara çevirdiği kimseler ve şeytani güçlere tapanlardır.”
Ama Kuran’da Bakara suresi, 122. ayet de var: “Ey İsrailoğulları! Sizlere ihsan ettiğim nimetimi ve sizi vaktiyle âlemdeki ümmetlere üstün tuttuğumu hatırlayın! Ey İsrailoğulları! Size bahşettiğim (bunca) nimetlerimi ve (emirlerime itaatkâr olduğunuz dönemlerde) sizi diğer toplumlara üstün kıldığımı hatırlayın.”
***
İmdi: Üç Kutsal kitapta da yazılanlara inanıp söylenenleri ancak cahiller uygulamaya kalkışır ama aklı başında kimse buna izin vermez. Yahudilerin Müslüman Araplarla herhangi bir sorunu yok. Sorun Araplarda. Arap devletlerin epeycesi İsrail devletini tanımalarına karşın uygulamada tersini yapmaktalar. İsrail devleti Birleşmiş Devletler örgütü tarafından kabul edilmiş olup onun tarafından korunmaktadır.
2000’li yıllarının başlarında birkaç kez İsrail’e gitmiştim. Bunlardan birinde eski eğitim bakanı Yossi Sarid’e (1940-2015) Tevrat’ın intikamcı 137. Mezmur’unun son bölümünü (Ey sen, yıkılası Babil kızı/ Bize yaptıklarını/ Sana sana ödetecek olana ne mutlu!/ Ne mutlu senin yavrularını tutup/ Kayalarda parçalayacak insana!”) hatırlatıp bunu uyguladıklarını mı sorduğum zaman bana “Araplar bizimle barış halinde hep kazandılar, savaşta her zaman kaybederler” dediğini anımsıyorum. Atmasyonları atlayıp İsrail-Arap sorununu anlamak isteyenlere “Gördüğünü Kitaba Yaz”2 adlı kitabımın “Eretz İsrael”, “Atatürk’ün Çocukları” ve “Gizli Dinin Mabedinde Dürziler” ve “Kutsal Topraklara”da bölümlerini okumalarını salık veririm.
Şu anda İsrail’in Lübnan’dan sonra bize saldıracağını iddia etmek gerçekdışı, iç politikaya yönelik iyi niyetli olmayan varsayımdır. İsrail, Türkiye’ye saldıracakmış. NATO üyesi bir ülkeye, ki Türkiye’dir, saldırmak aklını yitirmek anlamına gelir. İsrail eşek olmadığı için karpuz kabuğu görünce aklına Türkiye’ye saldırmak gelmez. Çünkü karşılarında birliksiz Araplar yok. Cumhuriyet Türkiye’si var! Bu yazıyı beğenmeyenler 13 Ekim yazımı beklesinler.
1 Resmi açıklamaya göre, R.T. Erdoğan bu ödülü Holokost sürecinde (1933-1945) bazı Yahudileri soykırımdan kurtaran Türk diplomatlar adına almış.
KAYNAK:Cumhuriyet