Mutsuzluğunuzun sorumlusunu seçer misiniz?

22.03.2023
10
Okuma Süresi: 4 dakika
A+
A-

Küresel Mutluluk Raporu’nun hazırlanmasında dikkate alınan parametrelere bakacak olursak, biz vatandaşların mutsuz olması için hükümetimiz elinden gelen her şeyi yapmış durumda

20 Mart Dünya Mutluluk Günü’nde öğrendik ki Türkiye, Küresel Mutluluk Raporu’nda bir önceki yıla göre iki sıra daha gerileyerek 137 ülke arasında 106. sıraya düşmüş.

Endeks, bireylerin hayatlarından memnuniyet derecesi, yardımlaşma, sosyal destekler, hayırseverlik, sağlıklı yaşam süresi, kendi kararlarını alabilme özgürlüğü, Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla, yolsuzluk, siyasal özgürlükler, hükümetin işlerliği gibi parametrelere göre hazırlanıyor.

Son altı yıldır olduğu gibi Finlandiya yine birinci.

Biz de biraz daha gayret edersek en sondan birinciliğe doğru serbest düşüşteyiz gibi görünüyor.

Şu anda dünyanın en mutsuz ülkesi Afganistan. Neden böyle olduğunu kolayca tahmin edebiliriz.

Raporun tespitlerine göre devletlerin baskıcı olduğu ülkelerde bireyler daha mutsuz oluyorlar.

Bu bahiste Türkiye, Brezilya, Filipinler, Rusya, Tayland ve Venezuela ile kol kola “mutsuzluğa yürüyor”!

ABD’nin “kurucu babaları”, 1776 yılında, Anayasa’yı tartışırlarken vatandaşların üç temel hakkı olduğunu kabul ettiler. Birincisi yaşam hakkıydı. Her insanın doğum ile birlikte kazandığı bir hak. Bu hakkı ihlale yönelik davranışlar, yani adam öldürmek, bu sonucu doğurabilecek şekilde yaralamak öteden beri zaten “suç” olarak tanımlanan davranışlardı. İkinci hak insanların özgür olma haklarıydı ki bugün dünyanın en otoriter idaresi bile vatandaşlarının aslında “özgür” olduklarını iddia ediyor. Tabii bizde olduğu gibi “kanunlar dairesinde”!

Tıpkı diktatörlere, “diktatör” denemeyeceği gibi bir durum bu.

Kuzey Kore bile vatandaşlarının özgür olduğunu iddia ediyor, gerisini siz düşünün.

Üçüncü “temel hak” ise bize oldukça yabancı. Bu, insanların “mutluluk peşinde koşma hakkı” olarak tanımlanıyor.

Küresel Mutluluk Raporu’nun hazırlanmasında dikkate alınan parametrelere bakacak olursak, biz vatandaşların mutsuz olması için hükümetimiz elinden gelen her şeyi yapmış durumda.

İş gücünün milli gelirden aldığı pay 20 yılda yarı yarıya azalmış.

Stadyumda “hükümet istifa” diye bağıran vatandaşlara savcılık soruşturma açıyor.

Bu yılın ilk üç ayında yasaklanan kitapların sayısı 9’a ulaşmış.

Deprem bölgesinde hâlâ kaldırılamayan enkazlar duruyor, insanlar çadırlarda barınıyor. Bütün depremzedelere insani koşulların sağlanabildiği konteyner evler bile verilememiş.

Pahalılıktan şikâyet etmeyen neredeyse bir tek vatandaş kalmamış.

Böyle bir ülkede seçime gidiyoruz.

Ve herkeste bir merak: Erdoğan bir kez daha seçilebilir mi?

Sizce?

KAYNAK:T24

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.